Foreign İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Foreign kelimesi
Foreign kelimesi Türkçede “yabancı” anlamına gelmektedir.
Örnek cümleler:
- Foreign tourists love to visit historical places in Turkey. (Yabancı turistler Türkiye’deki tarihi yerleri ziyaret etmeyi severler.)
- I can speak a foreign language fluently. (Akıcı bir şekilde yabancı dil konuşabilirim.)
- The government has imposed restrictions on foreign investments. (Hükümet, yabancı yatırımlara kısıtlamalar getirdi.)
- The company has hired a foreign consultant to improve its marketing strategy. (Şirket, pazarlama stratejisini iyileştirmek için bir yabancı danışmanı işe aldı.)
- She has a fascination for foreign cultures. (O, yabancı kültürlere karşı bir ilgi duyuyor.)
- The museum exhibits foreign artifacts from different countries. (Müze, farklı ülkelerden gelen yabancı eserleri sergiliyor.)
- The book has been translated into several foreign languages. (Kitap, birkaç yabancı dile çevrildi.)
- The government has announced a new policy on foreign trade. (Hükümet, yabancı ticareti için yeni bir politika açıkladı.)
- I love trying foreign cuisine when I travel to different countries. (Farklı ülkelere seyahat ettiğimde yabancı yemekler denemeyi severim.)
- The university has a large number of foreign students from different parts of the world. (Üniversite, dünyanın farklı bölgelerinden birçok yabancı öğrenciye sahip.)
- She has a foreign accent when she speaks English. (İngilizce konuşurken yabancı bir aksanı var.)
- The movie was a big hit in foreign countries. (Film, yabancı ülkelerde büyük bir başarı elde etti.)
- The company is planning to expand its operations into foreign markets. (Şirket, işletmelerini yabancı pazarlara genişletmeyi planlıyor.)
- He has a collection of foreign stamps from all over the world. (O, dünyanın her yerinden gelen yabancı pullardan bir koleksiyona sahip.)
- The government is trying to attract more foreign investors to boost the economy. (Hükümet, ekonomiyi canlandırmak için daha fazla yabancı yatırımcı
çekmeye çalışıyor.)
16. Learning a foreign language can open up new opportunities for your career. (Yabancı bir dil öğrenmek, kariyeriniz için yeni fırsatlar sunabilir.)
- The company faced foreign competition in the market. (Şirket, piyasada yabancı rekabetle karşı karşıya kaldı.)
- The student exchange program allows students to study in foreign countries for a semester. (Öğrenci değişim programı, öğrencilere bir dönem boyunca yabancı ülkelerde okuma fırsatı veriyor.)
- The embassy provides assistance to foreign citizens in the country. (Elçilik, ülkedeki yabancı vatandaşlara yardım sağlar.)
- I have a foreign friend who comes from a different country. (Farklı bir ülkeden gelen bir yabancı arkadaşım var.)
Hemen Yorum Yaz