Predictability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Predictability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Predictability

Predictability, öngörülebilirlik veya tahmin edilebilirlik anlamına gelir. Bir olayın ya da durumun gelecekte nasıl gelişeceğinin önceden tahmin edilebilir olması durumudur.

Örnek Cümleler:

  1. The predictability of the stock market is often debated among economists. (Borsanın öngörülebilirliği, ekonomistler arasında sıkça tartışılır.)
  2. The predictability of the weather has improved with the advancements in technology. (Hava durumunun öngörülebilirliği, teknolojinin gelişmesiyle birlikte arttı.)
  3. The predictability of his behavior made it easy for us to anticipate his next move. (Davranışının öngörülebilirliği, onun bir sonraki hamlesini tahmin etmemizi kolaylaştırdı.)
  4. The predictability of her schedule allowed me to plan our meeting in advance. (Programının öngörülebilirliği, buluşmamızı önceden planlamamı sağladı.)
  5. The predictability of the traffic in this city is non-existent. (Bu şehirdeki trafik öngörülebilir değil.)
  6. The predictability of his answers made the interview very boring. (Cevaplarının öngörülebilirliği, röportajı çok sıkıcı hale getirdi.)
  7. The predictability of the plot in that movie ruined the experience for me. (Filmin öngörülebilirliği, deneyimi benim için mahvetti.)
  8. The predictability of her mood swings is something that her friends have learned to live with. (Mizaç değişimlerinin öngörülebilirliği, arkadaşları tarafından yaşamayı öğrenilmiş bir şeydir.)
  9. The predictability of his arrival time allowed us to prepare the food just in time. (Varış zamanının öngörülebilirliği, yemeği tam zamanında hazırlamamızı sağladı.)
  10. The predictability of the test questions made it easier for me to study. (Sınav sorularının öngörülebilirliği, benim için ders çalışmayı kolaylaştırdı.)
  11. The predictability of the opponent’s moves gave him an advantage in the game. (Rakibin hamlelerinin öngörülebilirliği, ona oyunun avantajını sağladı.)
  12. The predictability of the election results was a relief for many people. (Seçim sonuçlarının öngörülebilirliği, birçok insan için bir rahatlama oldu.)
  13. The predictability of the outcome made the experiment less exciting. (Sonucun öngörülebilirliği, deneyi daha az heyecanlı hale getirdi.)
  14. The predictability of his excuses for being late was getting old. (Geç kalma bahanelerinin öngörülebilirliği, eskiyordu.)
  15. The predictability of the curriculum in this school is frustrating for some students. (Bu okuldaki

müfredatın öngörülebilirliği, bazı öğrenciler için sinir bozucu.)
16. The predictability of the customer’s complaints helped the company improve its products. (Müşterinin şikayetlerinin öngörülebilirliği, şirketin ürünlerini geliştirmesine yardımcı oldu.)

  1. The predictability of his reactions made it easy to manipulate him. (Tepkilerinin öngörülebilirliği, onu manipüle etmeyi kolaylaştırdı.)
  2. The predictability of the traffic lights helped us plan our route. (Trafik ışıklarının öngörülebilirliği, rotamızı planlamamıza yardımcı oldu.)
  3. The predictability of her emotions made it hard for her to keep a poker face. (Duygularının öngörülebilirliği, onun sakin kalmayı zorlaştırdı.)
  4. The predictability of the market trends allowed the company to make strategic decisions. (Piyasa trendlerinin öngörülebilirliği, şirketin stratejik kararlar almasına olanak sağladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.