Precedent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precedent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Precedent

Precedent, önceki bir davranışın veya kararın gelecekteki benzer durumlara uygulanabilir bir örnek olarak kullanılmasıdır.

Örnek cümleler:

1. The court’s precedent on this matter will guide our decision.
   (Türkçe: Bu konudaki mahkeme örneği kararımızı yönlendirecek.)

2. The company followed the precedent of offering discounts during the holiday season.
   (Türkçe: Şirket, tatil sezonunda indirimler sunma örneğini takip etti.)

3. The new policy was in line with the precedent set by previous administrations.
   (Türkçe: Yeni politika, önceki yönetimler tarafından belirlenen örnekle uyumluydu.)

4. The president’s decision set a dangerous precedent for future leaders.
   (Türkçe: Başkanın kararı, gelecekteki liderler için tehlikeli bir örnek belirledi.)

5. The court overturned the precedent in this case and made a new ruling.
   (Türkçe: Mahkeme bu davada örneği bozdu ve yeni bir karar verdi.)

6. The lawyer cited several precedents to support her argument.
   (Türkçe: Avukat, argümanını desteklemek için birkaç örnek gösterdi.)

7. The city council looked at the precedent set by other cities before passing the new law.
   (Türkçe: Yeni yasayı geçirmeden önce, şehir konseyi diğer şehirler tarafından belirlenen örneklere baktı.)

8. The judge considered the precedent in similar cases before making his decision.
   (Türkçe: Hakim, kararını vermeden önce benzer durumlarda örneklere baktı.)

9. The athlete’s behavior set a bad precedent for the rest of the team.
   (Türkçe: Sporcunun davranışları, takımın geri kalanı için kötü bir örnek belirledi.)

10. The company’s actions were in violation of legal precedent.
    (Türkçe: Şirketin eylemleri, yasal örnekleri ihlal etti.)

11. The court used a previous precedent to justify their ruling in this case.
    (Türkçe: Mahkeme bu davada kararlarını haklı çıkarmak için önceki örneklere başvurdu.)

12. The president’s decision was in line with historical precedents.
    (Türkçe: Başkanın kararı, tarihsel örneklerle uyumluydu.)

13. The new law set a positive precedent for protecting the environment.
    (Türkçe: Yeni yasa, çevreyi koruma konusunda pozitif bir örnek belirledi.)

14. The lawyer argued that the court should follow precedent in this case.
    (Türkçe: Avukat, mahkemenin bu davada örneklere uyması gerektiğini savundu.)

15. The president’s use of executive orders set a controversial precedent.
    (Türkçe: Başkanın kararnameleri kullanımı tartışmalı bir örnek belirledi.)

16. The court’s precedent

on this matter has been followed for decades.
(Türkçe: Bu konudaki mahkeme örneği on yıllardır takip edilmektedir.)

17. The city council’s decision was based on a precedent set by a neighboring city.
    (Türkçe: Şehir konseyinin kararı, komşu bir şehir tarafından belirlenen bir örneğe dayanıyordu.)

18. The company’s actions were seen as a departure from established precedent.
    (Türkçe: Şirketin eylemleri, kurulan örneklere aykırı olarak görüldü.)

19. The court’s precedent in similar cases had been challenged before.
    (Türkçe: Benzer durumlardaki mahkeme örneği daha önce sorgulanmıştı.)

20. The president’s decision set a precedent for future administrations to follow.
    (Türkçe: Başkanın kararı, gelecekteki yönetimlerin takip edeceği bir örnek belirledi.)