Flirt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flirt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flirt

Flirt, birisiyle romantik veya cinsel çekim hisseden kişinin davranışlarına denir. Flirt, genellikle karşı cinsle olan etkileşimde kullanılır ve bir ilişkinin başlangıcında bir parça heyecan ve ilgi uyandırmak için kullanılır.

1. She’s always flirting with him, but he’s not interested. (O, onunla sürekli flört ediyor ama o ilgilenmiyor.)
2. He tried to flirt with her, but she ignored him. (O, onunla flört etmeye çalıştı ama o onu görmezden geldi.)
3. Flirting with danger is not a wise choice. (Tehlikeyle flört etmek akıllıca bir seçim değil.)
4. She’s such a flirt; she can’t help herself. (O, öyle bir flört ki, kendine engel olamıyor.)
5. He was flirting with me all night long. (O, bütün gece boyunca benimle flört etti.)
6. She flirted with the idea of quitting her job. (O, işinden ayrılmayı düşünerek flört etti.)
7. He’s a natural flirt and can charm anyone. (O, doğuştan flörtöz ve herkesi büyüleyebilir.)
8. I’m not sure if he was flirting with me or just being friendly. (Benimle flört mü ediyordu yoksa sadece arkadaşça mı davranıyordu emin değilim.)
9. She flirted with disaster by not wearing a helmet while riding her bike. (O, bisiklet sürerken kask takmayarak felaketle flört etti.)
10. He’s always flirting with danger; it’s just his nature. (O, sürekli tehlikeyle flört ediyor; bu sadece onun doğasında var.)
11. She flirted with the idea of moving to a new city. (O, yeni bir şehre taşınma fikriyle flört etti.)
12. He’s not a very good flirt; he always comes on too strong. (O, çok iyi bir flört değil; her zaman çok fazla abartıyor.)
13. She’s flirting with disaster by not saving any money for emergencies. (O, acil durumlar için hiçbir para biriktirmeden felaketle flört ediyor.)
14. He’s a master flirt and can get any girl he wants. (O, bir flört ustası ve istediği her kızı elde edebilir.)
15. She’s not interested in him, but he keeps flirting with her anyway. (O, ona ilgi duymuyor ama o yine de onunla flört etmeye devam ediyor.)
16. Flirting with her boss is a bad idea. (Patronuyla flört etmek kötü bir fikir.)
17. He’s always flirting with new business ideas. (O, her zaman yeni iş fikirleriyle flört ediyor.)
18. She’s a flirt and loves attention from men. (O, bir flört ve erkeklerden dikkat almayı seviyor.)
19. He flirted with the idea of starting his own business. (O, kendi

işine başlama fikriyle flört etti.)
20. She’s flirting with the idea of going back to school to get her degree. (O, derecesini almak için okula geri dönme fikriyle flört ediyor.)

(Note: These examples are meant to demonstrate the various ways “flirt” can be used in English sentences. It’s important to remember that flirting should always be done with respect and consent.)