Prattle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prattle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prattle

Prattle, sürekli ve boş konuşmak anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:

1. She just prattles on and on about nothing. (O, sadece hiçbir şey hakkında sürekli boş konuşur.)
2. He prattled about his new car for hours. (Yeni arabası hakkında saatlerce boş konuştu.)
3. They prattled away the afternoon discussing trivial matters. (Onlar, önemsiz konuları tartışarak öğleden sonra boşa harcadılar.)
4. The toddler prattled happily to himself. (Bebek mutlu bir şekilde kendi kendine boş konuştu.)
5. I could hear the women prattling in the next room. (Ben, kadınların yan odada boş konuştuklarını duyabiliyordum.)
6. The old man would prattle on about the good old days. (Yaşlı adam, eski günlere dair boş konuşurdu.)
7. The politician prattled on without really saying anything. (Politikacı, gerçekten bir şey söylemeden boş konuştu.)
8. She prattled nervously as she waited for her interview. (O, röportajı beklerken sinirli bir şekilde boş konuştu.)
9. The children prattled excitedly about their upcoming trip. (Çocuklar, yaklaşan gezileri hakkında heyecanlı bir şekilde boş konuştular.)
10. He prattled on and on, completely unaware of how bored his listeners were. (O, tamamen dinleyicilerinin ne kadar sıkıldığının farkında olmadan sürekli boş konuştu.)
11. The couple prattled on about their favorite TV shows. (Çift, en sevdikleri TV programları hakkında boş konuştular.)
12. She prattled on about her new shoes, completely ignoring the fact that no one was interested. (O, kimse ilgilenmese de yeni ayakkabıları hakkında boş konuştu.)
13. The employees prattled about their weekend plans during their lunch break. (Çalışanlar, öğle aralarında hafta sonu planları hakkında boş konuştular.)
14. He prattled on about his golf game, even though no one cared. (O, kimse umursamasa da golf oyunu hakkında boş konuştu.)
15. The students prattled on about their favorite teachers. (Öğrenciler, en sevdikleri öğretmenleri hakkında boş konuştular.)
16. She prattled on about her latest fashion finds. (O, son moda buluşları hakkında boş konuştu.)
17. The friends prattled on about their high school memories. (Arkadaşlar, lise an

ıları hakkında boş konuştular.)
18. He prattled on about his past accomplishments, hoping to impress his date. (O, tarihindeki başarıları hakkında boş konuşarak randevusunu etkilemeyi umdu.)

19. The group prattled on about their favorite bands and songs. (Grup, en sevdikleri gruplar ve şarkılar hakkında boş konuştular.)
20. She prattled on about her cats, much to the annoyance of her coworkers. (O, meslektaşlarını rahatsız ederek kedileri hakkında boş konuştu.)