Flick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flick İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flick kelimesinin Türkçe anlamı:


Flick kelimesi İngilizce bir fiildir ve “hızlıca hareket ettirmek” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She flicked her hair and walked away. (Saçını savurdu ve uzaklaştı.)
  2. He flicked the switch and the lights came on. (Anahtarı çevirdi ve ışıklar açıldı.)
  3. The cat flicked its tail and walked off. (Kedi kuyruğunu sallayarak uzaklaştı.)
  4. She flicked through the pages of the magazine. (Derginin sayfalarını hızlıca çevirdi.)
  5. He flicked the ball to his teammate. (Topu takım arkadaşına hızlıca attı.)
  6. She flicked a cigarette butt out of the window. (Pencereden bir sigara izmariti fırlattı.)
  7. He flicked the crumbs off the table. (Kırıntıları masadan hızlıca sildi.)
  8. She flicked the duster over the furniture. (Mobilyaların üzerindeki tozu hızlıca temizledi.)
  9. He flicked the card across the table to his opponent. (Kartı masanın öbür tarafına rakibine hızlıca attı.)
  10. She flicked the pages of her notebook while studying. (Ders çalışırken defterinin sayfalarını hızlıca çevirdi.)
  11. He flicked his wrist to show off his new watch. (Yeni saati ile hava atmak için bileğini hızlıca çevirdi.)
  12. She flicked the switch on the kettle and made some tea. (Çay yapmak için su ısıtıcısının düğmesine hızlıca bastı.)
  13. He flicked the car keys onto the table. (Araba anahtarlarını masanın üstüne hızlıca attı.)
  14. She flicked the pen lid off with her thumb. (Kalem kapağını başparmağıyla hızlıca açtı.)
  15. He flicked the coin into the air and caught it. (Sikkeleri havaya fırlattı ve yakaladı.)
  16. She flicked the screen with her finger to scroll down. (Aşağı kaydırmak için ekranı parmağıyla hızlıca hareket ettirdi.)
  17. He flicked his cigarette into the ashtray. (Sigarasını kül tablasına hızlıca fırlattı.)
  18. She flicked a switch and the fan started spinning. (Anahtarı çevirdi ve vantilatör dönmeye başladı.)
  19. He flicked his hair out of his eyes. (Saçını gözünden hızlıca savurdu.)
  20. She flicked her hand to say goodbye. (El sallayarak veda etti.)

Özet:


Flick kelimesi hızlıca hareket ettirmek anlamına gelir ve birçok farklı şekilde kullanılabilir. Örneğin, saçını savurmak, anahtarı çevirmek, kuyruk sallamak, sayfa çevirmek gibi. İşte daha fazla örnek cümle:

  1. She flicked the switch to turn off the light. (Işığı kapatmak için anahtarı hızlıca çevirdi.)
  2. He flicked the ball into the goal. (Topu gole hızlıca attı.)
  3. She flicked the dust off the bookshelf. (Kitaplıktaki tozu hızlıca sildi.)
  4. He flicked his wrist to check the time. (Saatini kontrol etmek için bileğini hızlıca çevirdi.)
  5. She flicked her finger to scroll up. (Yukarı kaydırmak için parmağını hızlıca hareket ettirdi.)
  6. He flicked the pages of the newspaper. (Gazetenin sayfalarını hızlıca çevirdi.)
  7. She flicked the pencil to make a mark. (İşaret koymak için kalemle hızlıca vurdu.)
  8. He flicked the door handle to open the door. (Kapıyı açmak için kapı koluyla hızlıca hareket etti.)
  9. She flicked the switch to turn on the fan. (Vantilatörü açmak için anahtarı hızlıca çevirdi.)
  10. He flicked the coin across the table. (Sikkeleri masanın üstünden hızlıca fırlattı.)
  11. She flicked the brush over her hair. (Saçını fırçalamak için hızlıca hareket ettirdi.)
  12. He flicked the knife to cut the vegetables. (Sebzeleri kesmek için bıçağı hızlıca hareket ettirdi.)
  13. She flicked her wrist to show her bracelet. (Bileğindeki bilezikleri göstermek için bileğini hızlıca çevirdi.)
  14. He flicked the lighter to light the candle. (Mum yakmak için çakmağı hızlıca hareket ettirdi.)
  15. She flicked the water off her hands. (Ellerini kurutmak için hızlıca suyu sıktı.)
  16. He flicked the button to start the machine. (Makineyi çalıştırmak için düğmeye hızlıca bastı.)
  17. She flicked the wand to cast the spell. (Büyü yapmak için asayı hızlıca salladı.)
  18. He flicked the pillow to fluff it up. (Yastığı şişirmek için hızlıca hareket ettirdi.)
  19. She flicked the phone to silence it. (Sessize almak için telefona hızlıca dokundu.)
  20. He flicked the switch to change the TV channel. (TV kanalını değiştirmek için anahtarı hızlıca çevirdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.