Pragmatic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Pragmatik:
Pragmatik, bir eylemin işlevselliğine veya sonuçlarına odaklanan ve teorik düşüncelerden ziyade gerçeklerle ilgilenen bir yaklaşımı ifade eder.
- Being pragmatic is important in business decisions. (İş kararlarında pragmatik olmak önemlidir.)
- We need to take a pragmatic approach to solve this problem. (Bu sorunu çözmek için pragmatik bir yaklaşım benimsememiz gerekiyor.)
- Pragmatic solutions are often the most effective. (Pragmatik çözümler genellikle en etkilidir.)
- He is a pragmatic leader who focuses on getting things done. (İşleri yapmaya odaklanan pragmatik bir liderdir.)
- It’s time to be pragmatic and realistic about the situation. (Durum hakkında pragmatik ve gerçekçi olma zamanı geldi.)
- She took a pragmatic approach to saving money. (Para biriktirmek için pragmatik bir yaklaşım benimsedi.)
- Pragmatic people are often successful in their careers. (Pragmatik insanlar kariyerlerinde genellikle başarılı olurlar.)
- Let’s take a pragmatic view of the situation and figure out a solution. (Duruma pragmatik bir bakış açısıyla yaklaşalım ve bir çözüm bulalım.)
- He is known for his pragmatic approach to problem-solving. (Sorun çözme konusunda pragmatik yaklaşımıyla tanınıyor.)
- A pragmatic solution might not be the most ideal, but it gets the job done. (Pragmatik bir çözüm en ideal olanı olmayabilir ama işi halleder.)
- She is a pragmatic person who always looks for practical solutions. (Pratik çözümler arayan pragmatik bir kişidir.)
- Pragmatic thinking is essential for success in the business world. (İş dünyasında başarılı olmak için pragmatik düşünme önemlidir.)
- Let’s take a pragmatic approach and focus on what we can control. (Pragmatik bir yaklaşım benimseyerek kontrol edebileceğimiz şeylere odaklanalım.)
- He has a pragmatic attitude towards life. (Hayata pragmatik bir tutumla yaklaşıyor.)
- A pragmatic approach is often more effective than a theoretical one. (Teorik yaklaşımdan daha etkili olan pragmatik bir yaklaşım sıklıkla daha etkilidir.)
- Let’s take a pragmatic view of the costs and benefits before making a decision. (Karar vermeden ö
nce maliyetler ve faydalar konusunda pragmatik bir bakış açısı benimseyelim.)
17. She is known for her pragmatic solutions to complex problems. (Karmaşık sorunlara pragmatik çözümler bulma konusunda tanınıyor.)
- It’s important to be pragmatic when setting goals. (Hedefler belirlerken pragmatik olmak önemlidir.)
- He has a pragmatic approach to investing that has served him well. (Ona iyi hizmet etmiş olan pragmatik bir yatırım yaklaşımı var.)
- Pragmatic decisions are often based on what is practical and achievable. (Pragmatik kararlar genellikle pratik ve gerçekleştirilebilir olanlara dayanır.)
Hemen Yorum Yaz