Poverty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Poverty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Poverty (Fakirlik)

Poverty is a state of being extremely poor and lacking basic necessities of life. It is a condition where people struggle to meet their basic needs such as food, shelter, and clothing. Here are 20 example sentences with their Turkish translations:

1. Poverty is a major problem in many developing countries. (Fakirlik, birçok gelişmekte olan ülkelerde büyük bir sorundur.)
2. The government has launched several programs to tackle poverty. (Hükümet, fakirliğle mücadele etmek için birkaç program başlattı.)
3. Many people live in poverty due to unemployment. (İşsizlik nedeniyle birçok insan fakirlik içinde yaşıyor.)
4. The children were born into poverty and had no access to education. (Çocuklar, fakirlik içinde doğdu ve eğitime erişimleri yoktu.)
5. Lack of education can perpetuate the cycle of poverty. (Eğitimsizlik, fakirlik döngüsünü sürdürebilir.)
6. Many families are struggling to break out of the cycle of poverty. (Birçok aile, fakirlik döngüsünden çıkmak için mücadele ediyor.)
7. The homeless man was living in extreme poverty on the streets. (Evsiz adam, sokaklarda aşırı fakirlik içinde yaşıyordu.)
8. Lack of access to healthcare is one of the main causes of poverty. (Sağlık hizmetlerine erişimin olmaması, fakirliğin ana nedenlerinden biridir.)
9. The government needs to take action to reduce the level of poverty. (Hükümet, fakirlik seviyesini azaltmak için harekete geçmelidir.)
10. The family was forced to live in poverty after their father lost his job. (Babalarının işini kaybettikten sonra aile, fakirlik içinde yaşamak zorunda kaldı.)
11. The charity is working to alleviate poverty in the local community. (Vakıf, yerel toplumda fakirliği hafifletmek için çalışıyor.)
12. The children in the slums live in extreme poverty and have limited access to healthcare. (Gecekondu bölgelerindeki çocuklar, aşırı fakirlik içinde yaşıyor ve sınırlı sağlık hizmetlerine erişebiliyorlar.)
13. The government’s policies have failed to reduce the level of poverty. (Hükümetin politikaları, fakirlik seviyesini azaltmada başarısız oldu.)
14. The homeless shelter provides a temporary refuge for those living in poverty. (Evlerinden ayrılmak zorunda kalanlara geçici bir sığınak sağlayan barınak, fakirlik

15. Lack of access to clean water and sanitation contributes to poverty in many parts of the world. (Temiz suya ve hijyenik koşullara erişimin olmaması, dünyanın birçok bölgesinde fakirliğe katkıda bulunuyor.)
16. The government must invest in education and job creation to reduce the level of poverty. (Hükümet, fakirlik seviyesini azaltmak için eğitime ve iş yaratmaya yatırım yapmalıdır.)
17. The family was trapped in a cycle of poverty and couldn’t afford to send their children to school. (Aile, fakirlik döngüsüne kapılmıştı ve çocuklarını okula göndermeye güçleri yetmiyordu.)
18. The charity provides food and shelter for those living in poverty. (Vakıf, fakirlik içinde yaşayanlara yiyecek ve barınak sağlıyor.)
19. The government’s austerity measures have pushed many families into poverty. (Hükümetin tasarruf tedbirleri, birçok aileyi fakirliğe itti.)
20. The global community must work together to eradicate poverty and improve the standard of living for all. (Küresel toplum, fakirliği yok etmek ve herkesin yaşam standardını iyileştirmek için birlikte çalışmalıdır.)