Flat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Flat Nedir?

Flat kelimesi İngilizce dilinde “düz, düzgün, düzleştirilmiş” anlamına gelir. Ayrıca, “daire” anlamında da kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I need to buy a new flat iron for my hair. (Saçlarım için yeni bir düzleştirici satın almam gerekiyor.)
2. The table was completely flat after he sanded it down. (Masanın tamamen düz olduğunu söyledi, onu zımparaladıktan sonra.)
3. The company is experiencing flat sales this quarter. (Şirket bu çeyrekte düz satışlar yaşamaktadır.)
4. The road was so flat that we could see for miles. (Yol o kadar düzgündü ki mil uzaklıktaki yerleri görebildik.)
5. Her stomach was flat from all the exercise she had been doing. (Tüm yaptığı egzersizler sayesinde karnı düzdü.)
6. He spoke in a flat voice, without any emotion. (Herhangi bir duygu olmadan düz bir sesle konuştu.)
7. The party fell flat when no one showed up. (Kimse gelmeyince parti sönük kaldı.)
8. The terrain was flat, making it easy to navigate. (Arazi düz olduğu için yönlendirme kolaydı.)
9. She decorated the cake with flat icing. (Kekin üzerine düz glazür ile süsledi.)
10. The company’s earnings were flat compared to last year. (Şirketin kazançları geçen yıla göre düz seyretti.)
11. The pancake was perfectly flat and round. (Pancake tamamen düz ve yuvarlaktı.)
12. He had a flat tire on the way to work. (İşe giderken lastiği patladı.)
13. The soda went flat after sitting out all night. (Soda tüm gece dışarıda kaldıktan sonra düzleşti.)
14. The music fell flat and the audience didn’t respond. (Müzik sönük kaldı ve izleyiciler tepki vermedi.)
15. The water in the lake was so still it looked flat. (Göldeki su o kadar durgundu ki düzgün görünüyordu.)
16. The price of the stock remained flat for the entire day. (Stokun fiyatı tüm gün boyunca sabit kaldı.)
17. The painting had a flat finish that made it look modern. (Tablo düz bir yüzeye sahipti ve modern görünüyordu.)
18. The actor’s performance fell flat and the critics panned it. (Oyuncunun performansı sönük kaldı ve eleştirmenler onu yerden yere vurdu.)
19. The pizza crust was thin and flat, just how she liked it. (Pizza hamuru ince ve düzgündü, tam onun sevdiği gibi.)
20. The road was flat as a pancake and easy to drive on. (Yol pancakemsi düzgünlükteydi ve sürüşü kolaydı.)

Türkçe Karşılıklar:

1. Saçlarım için yeni bir düzleştirici satın almam gerekiyor.
2. Masanın tamamen düz olduğunu söyledi, onu zımparaladıktan sonra.
3. Şirket bu çeyrekte düz satışlar yaşamaktadır.
4. Yol o kadar düzgündü ki mil uzaklıktaki yerleri görebildik.
5. Tüm yaptığı egzersizler sayesinde karnı düzdü.
6. Herhangi bir duygu olmadan düz bir sesle konuştu.
7. Kimse gelmeyince parti sönük kaldı.
8. Arazi düz olduğu için yönlendirme kolaydı.
9. Kekin üzerine düz glazür ile süsledi.
10. Şirketin kazançları geçen yıla göre düz seyretti.
11. Pancake tamamen düz ve yuvarlaktı.
12. İşe giderken lastiği patladı.
13. Soda tüm gece dışarıda kaldıktan sonra düzleşti.
14. Müzik sönük kaldı ve izleyiciler tepki vermedi.
15. Göldeki su o kadar durgundu ki düzgün görünüyordu.
16. Stokun fiyatı tüm gün boyunca sabit kaldı.
17. Tablo düz bir yüzeye sahipti ve modern görünüyordu.
18. Oyuncunun performansı sönük kaldı ve eleştirmenler onu yerden yere vurdu.
19. Pizza hamuru ince ve düzgündü, tam onun sevdiği gibi.
20. Yol pancakemsi düzgünlükteydi ve sürüşü kolaydı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.