Polemic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Polemic İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Polemic

Polemic, iki taraf arasındaki fikir ayrılıklarının yoğun bir şekilde tartışıldığı, sert bir üslupla yapılan tartışmaları ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The article caused a polemic among readers with different political views. (Makale, farklı siyasi görüşlere sahip okuyucular arasında polemik yarattı.)
  2. The politician’s speech sparked a polemic among the audience. (Politikacının konuşması, izleyiciler arasında polemik yarattı.)
  3. The book was written as a polemic against traditional gender roles. (Kitap, geleneksel cinsiyet rollerine karşı bir polemik olarak yazıldı.)
  4. The debate turned into a polemic as both sides refused to listen to each other. (Tartışma, her iki tarafın da birbirini dinlemeyi reddetmesiyle bir polemik haline dönüştü.)
  5. The artist’s work was a polemic against consumerism and materialism. (Sanatçının eseri, tüketim kültürüne ve materyalizme karşı bir polemikti.)
  6. The polemic between the two philosophers continued for hours. (İki filozof arasındaki polemik saatlerce devam etti.)
  7. The newspaper’s editorial was a polemic against the government’s policies. (Gazetenin editöryalı, hükümetin politikalarına karşı bir polemikti.)
  8. The debate turned into a polemic when one of the speakers made a personal attack. (Bir konuşmacı kişisel bir saldırıda bulunduğunda, tartışma bir polemik haline dönüştü.)
  9. The film was a polemic against racism and discrimination. (Film, ırkçılık ve ayrımcılığa karşı bir polemikti.)
  10. The polemic between the two scholars was intense but respectful. (İki bilgin arasındaki polemik yoğun ancak saygılıydı.)
  11. The article was written in a polemic style to draw attention to the issue. (Makale, konuya dikkat çekmek için polemik bir tarzda yazıldı.)
  12. The discussion turned into a polemic as both sides refused to compromise. (Her iki taraf da uzlaşmayı reddettiğinde, tartışma polemik bir hal aldı.)
  13. The artist’s painting was a polemic against the destruction of the environment. (Sanatçının resmi, çevrenin tahrip edilmesine karşı bir polemikti.)
  14. The polemic between the two writers was a highlight of the literary festival. (İki yazar arasındaki polemik, edebiyat festivalinin göze çarpan olaylarından biriydi.)

The polemic between the scientists continued for months, with no clear resolution. (Bilim adamları arasındaki polemik aylar boyunca devam etti ve net bir çözüm bulunamadı.)
16. The debate turned into a polemic when one of the participants started shouting. (Bir katılımcı bağırmaya başladığında, tartışma bir polemik haline dönüştü.)

  1. The author’s essay was a polemic against the censorship of literature. (Yazarın denemesi, edebiyatın sansürüne karşı bir polemikti.)
  2. The polemic between the two musicians was a result of creative differences. (İki müzisyen arasındaki polemik, yaratıcı farklılıklardan kaynaklandı.)
  3. The play was a polemic against social injustice and inequality. (Oyun, sosyal adaletsizlik ve eşitsizliğe karşı bir polemikti.)
  4. The polemic between the two lawyers was resolved through mediation. (İki avukat arasındaki polemik, arabuluculuk yoluyla çözüldü.)

Türkçe Karşılığı: tartışma, çekişme, anlaşmazlık.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.