Acuteness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Acuteness
Acuteness, Türkçe’de keskinlik veya şiddet anlamına gelir. Bir durumun ya da duygunun yoğunluğu ve şiddeti olarak ifade edilebilir.
- The acuteness of his pain was unbearable. (Onun acısı dayanılmazdı.)
- The acuteness of the situation made him nervous. (Durumun şiddeti onu sinirlendirdi.)
- The acuteness of her sense of smell allowed her to detect the slightest odors. (Koku alma duyusunun keskinliği onun en hafif kokuları bile fark etmesini sağladı.)
- The acuteness of his hearing enabled him to hear even the faintest sounds. (İşitme duyusunun keskinliği onun en hafif sesleri bile duymasını sağladı.)
- The acuteness of her vision was remarkable. (Görme duyusunun keskinliği dikkat çekiciydi.)
- The acuteness of his intelligence made him stand out from his peers. (Zekâsının keskinliği onu akranlarından öne çıkardı.)
- The acuteness of her criticism was sometimes too harsh. (Eleştirilerinin şiddeti bazen çok sertti.)
- The acuteness of his sense of taste helped him become a successful chef. (Tat alma duyusunun keskinliği onun başarılı bir şef olmasına yardımcı oldu.)
- The acuteness of his sense of touch allowed him to identify different textures easily. (Dokunma duyusunun keskinliği onun farklı dokuları kolayca tanımasını sağladı.)
- The acuteness of her intuition helped her make the right decisions. (Sezgilerinin keskinliği doğru kararlar almasına yardımcı oldu.)
- The acuteness of his anger was frightening. (Öfkesinin şiddeti korkutucuydu.)
- The acuteness of his fear made him freeze. (Korkusunun keskinliği onu dondurdu.)
- The acuteness of her sadness was palpable. (Üzüntüsünün keskinliği hissedilebilirdi.)
- The acuteness of his excitement was contagious. (Heyecanının şiddeti bulaşıcıydı.)
- The acuteness of her disappointment was heartbreaking. (Hayal kırıklığının keskinliği yürek burkucuydu.)
- The acuteness of his concentration was impressive. (Yoğunlaşma derecesi etkileyiciydi.)
- The acuteness of her memory was exceptional. (Belleğinin keskinliği olağanüstüydü.)
- The acuteness of his skills made him a valuable asset to the company. (Yeteneklerinin keskinliği onu şirket için değerli bir varlık haline getirdi.)
- The acuteness of her creativity was inspiring. (Yaratıcılığının keskinliği ilham vericiydi.)
- The acuteness of his awareness saved his life. (Farkındalık dereces
ının keskinliği hayatını kurtardı.)
Hemen Yorum Yaz