Pliable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pliable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pliable Anlamı:

Pliable kelimesi Türkçe dilinde “esnek, bükülebilir, uysal” gibi anlamlara gelir.

1. She was impressed by the pliable nature of the clay. (Kilin bükülebilir yapısından etkilendi.)
2. He is a pliable person who can adapt to any situation. (Herhangi bir duruma uyum sağlayabilen esnek bir insandır.)
3. The flexible material is pliable enough to bend easily. (Esnek malzeme kolayca bükülebilecek kadar esnektir.)
4. The dancer had a pliable body that could bend into various positions. (Dansçının bükülebilir bir vücudu vardı ve çeşitli pozisyonlara girebiliyordu.)
5. The pliable rubber is perfect for making molds. (Bükülebilir kauçuk, kalıp yapmak için mükemmeldir.)
6. The coach needed a pliable player who could learn new techniques easily. (Antrenör, yeni teknikleri kolayca öğrenebilecek bir oyuncuya ihtiyaç duyuyordu.)
7. The pliable wire can be shaped into different forms. (Bükülebilir tel, farklı şekillere sokulabilir.)
8. The pliable fabric of the dress made it comfortable to wear. (Elbisenin bükülebilir kumaşı giymesi rahattı.)
9. The pliable dough was easy to work with. (Bükülebilir hamur kolayca çalışılabiliyordu.)
10. The pliable branches of the tree could be bent without breaking. (Ağacın bükülebilir dalları kırılmadan bükülebilirdi.)
11. The pliable plastic can be molded into different shapes. (Bükülebilir plastik, farklı şekillere sokulabilir.)
12. The artist used a pliable material to create a sculpture. (Sanatçı, bir heykel yapmak için bükülebilir bir malzeme kullandı.)
13. The pliable nature of the material made it easy to work with. (Malzemenin bükülebilir yapısı çalışması kolay hale getirdi.)
14. The coach wanted a pliable team that could adapt to different game situations. (Antrenör, farklı oyun durumlarına uyum sağlayabilecek esnek bir takım istiyordu.)
15. The pliable clay was perfect for molding into different shapes. (Bükülebilir kil, farklı şekillerde kalıp yapmak için mükemmeldi.)
16. The pliable rubber band could stretch to fit different objects. (Bükülebilir lastik bant, farklı nesnelere uyacak şekilde gerilebilirdi.)
17. The pliable leather

was perfect for making the flexible shoes. (Bükülebilir deri, esnek ayakkabı yapmak için mükemmeldi.)
18. The pliable nature of the team allowed them to adapt to the changes easily. (Takımın esnek yapısı, değişikliklere kolayca uyum sağlamalarını sağladı.)

19. The pliable metal could be bent into different shapes without breaking. (Bükülebilir metal, kırılmadan farklı şekillere sokulabilir.)
20. The pliable rope was easy to tie and untie. (Bükülebilir ip kolayca bağlanabilir ve çözülebilirdi.)