Pinch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pinch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pinch Nedir?


Pinch, sıkıştırmak veya çimdiklemek anlamına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:


1. I pinched my finger in the door. (Ben parmağımı kapıda sıktım.)
2. She pinched her cheeks to add some color. (O, biraz renk katmak için yanaklarını çimdikledi.)
3. He pinched his nose to avoid the unpleasant smell. (Hoş olmayan kokudan kaçınmak için burnunu sıktı.)
4. The lobster pinched my hand with its claw. (Istakoz, pençesiyle elimi çimdikledi.)
5. She pinched her brother when he tried to take her toy. (O, kardeşi oyuncaklarını almaya çalıştığında onu çimdikledi.)
6. He pinched his arm to make sure he wasn’t dreaming. (Rüya görmediğinden emin olmak için kolu çimdikledi.)
7. The dancer’s shoes pinched her toes. (Dansçının ayakkabıları, parmak uçlarını çimdikledi.)
8. The chef added a pinch of salt to the soup. (Aşa bir tutam tuz ekledi.)
9. The baby pinched her mother’s nose. (Bebek, annesinin burnunu çimdikledi.)
10. He pinched the bridge of his nose to relieve a headache. (Baş ağrısını hafifletmek için burun köprüsünü sıktı.)
11. The tailor pinched the fabric to see how much he needed to hem. (Terzi, ne kadar bastırması gerektiğini görmek için kumaşı çimdikledi.)
12. She pinched herself to stay awake during the boring lecture. (Sıkıcı ders boyunca uyanık kalmak için kendini çimdikledi.)
13. He gave her a pinch on the cheek as a sign of affection. (Ona sevgisinin bir işareti olarak yanaklarından birini çimdikledi.)
14. The new shoes are too tight and pinch my toes. (Yeni ayakkabılarım çok sıkı ve parmak uçlarımı çimdikliyor.)
15. She added a pinch of cinnamon to the coffee for extra flavor. (Daha fazla tat için kahveye bir tutam tarçın ekledi.)
16. He pinched his wallet to make sure his money was still there. (Parasının hala orada olduğundan emin olmak için cüzdanını çimdikledi.)
17. The lobster pinched the fishing net and escaped. (Istakoz, ağa çimdikleyerek kaçtı.)
18. She pinched her lips together to keep from crying. (Ağlamamak için dudaklarını birleştirdi.)
19. He gave her a pinch on the arm to get her attention. (Onun dikkatini çekmek için kolunu çimdikledi.)
20. The hiker packed a pinch of salt to help with dehydration on the trail. (Doğada susuzlukla başa çıkmak için bir tutam tuz paketledi.)

Gördüğünüz gibi “pin

ch” fiili birçok farklı durumda kullanılabilir. İnsanlar genellikle başkalarının dikkatini çekmek, acıyı hafifletmek veya bir şeyin tadını değiştirmek için çimdikleme eğilimindedirler. Öte yandan, hayvanlar, özellikle de kabuklu deniz hayvanları, çimdikleme davranışını kendilerini savunmak veya avlamak için kullanırlar. “Pinch” fiili, çeşitli bağlamlarda kullanılabilen çok yönlü bir fiildir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.