Uppermost İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uppermost İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Uppermost

Uppermost, İngilizce bir sıfat olarak, “en üstteki” veya “en yüksek” anlamına gelir. Aşağıda, “uppermost” kelimesinin İngilizce cümlelerde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. The uppermost shelf is where I keep my most important books. (En üst rafta en önemli kitaplarımı saklarım.)
  2. The uppermost floor of the building offers a stunning view of the city. (Bina’nın en üst katı şehrin muhteşem manzarasını sunuyor.)
  3. Safety is our uppermost concern. (Güvenlik bizim en önemli endişemizdir.)
  4. The uppermost layer of the cake was decorated with fresh strawberries. (Pasta’nın en üst katmanı taze çileklerle süslenmişti.)
  5. The uppermost part of the mountain was covered in snow. (Dağın en üst kısmı karla kaplıydı.)
  6. The uppermost button on the remote control turns on the TV. (Kumandadaki en üst düğme TV’yi açar.)
  7. The uppermost branches of the tree swayed in the wind. (Ağacın en üst dalları rüzgarda sallandı.)
  8. We need to prioritize our uppermost goals. (En önemli hedeflerimizi önceliklendirmemiz gerekiyor.)
  9. The uppermost level of the game is the most challenging. (Oyunun en üst seviyesi en zorlu olandır.)
  10. The uppermost layer of the soil contains the most nutrients. (Toprağın en üst katmanı en fazla besin içerir.)
  11. The uppermost room in the hotel is the penthouse suite. (Otelin en üst odası, penthouse süitedir.)
  12. The uppermost management team made the final decision. (En üst yönetim ekibi son kararı verdi.)
  13. The uppermost deck of the ship was the best place to watch the sunset. (Geminin en üst güvertesi, günbatımını izlemek için en iyi yerdi.)
  14. The uppermost layer of the atmosphere protects us from the sun’s radiation. (Atmosferin en üst tabakası, güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korur bizi.)
  15. The uppermost button on the elevator takes us to the rooftop. (Asansördeki en üst düğme bizi çatı katına götürür.)
  16. The uppermost management team is responsible for setting company policies. (En üst yönetim ekibi, şirket politikalarını belirlemeden sorumludur.)
  17. The uppermost part of the picture frame is where the hook should go. (Resim çerçevesinin en üst kısmı, kanca yerleştirilecek yerdir.)
  18. The uppermost layer of the ocean is home to many types of plankton. (Denizin en üst tabakası, birçok plankton türüne ev sahipliği yapar.)
  19. The uppermost limit for this project is two months. (Bu proje için en üst sınır iki ay
  1. The uppermost section of the dress was adorned with intricate lacework. (Elbisenin en üst bölümü karmaşık dantel işlemeleriyle süslenmişti.)

Türkçe:

  1. En üst rafta en önemli kitaplarımı saklarım.
  2. Bina’nın en üst katı şehrin muhteşem manzarasını sunuyor.
  3. Güvenlik bizim en önemli endişemizdir.
  4. Pasta’nın en üst katmanı taze çileklerle süslenmişti.
  5. Dağın en üst kısmı karla kaplıydı.
  6. Kumandadaki en üst düğme TV’yi açar.
  7. Ağacın en üst dalları rüzgarda sallandı.
  8. En önemli hedeflerimizi önceliklendirmemiz gerekiyor.
  9. Oyunun en üst seviyesi en zorlu olandır.
  10. Toprağın en üst katmanı en fazla besin içerir.
  11. Otelin en üst odası, penthouse süitedir.
  12. En üst yönetim ekibi son kararı verdi.
  13. Geminin en üst güvertesi, günbatımını izlemek için en iyi yerdi.
  14. Atmosferin en üst tabakası, güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korur bizi.
  15. Asansördeki en üst düğme bizi çatı katına götürür.
  16. En üst yönetim ekibi, şirket politikalarını belirlemeden sorumludur.
  17. Resim çerçevesinin en üst kısmı, kanca yerleştirilecek yerdir.
  18. Denizin en üst tabakası, birçok plankton türüne ev sahipliği yapar.
  19. Bu proje için en üst sınır iki ay.
  20. Elbisenin en üst bölümü karmaşık dantel işlemeleriyle süslenmişti.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.