Pillage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pillage İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pillage İle İlgili Cümleler

Pillage, Türkçe karşılığı “yağmalamak” olan bir fiildir. Aşağıda, “pillage” kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir.

  1. The invaders pillaged the village and took all of its valuables. (İstilacılar köyü yağmaladı ve tüm değerli eşyalarını aldılar.)
  2. The Vikings were notorious for their pillaging and plundering. (Vikingler, yağmalama ve talanlarıyla ünlüydü.)
  3. The army was accused of pillaging and burning down the town during the war. (Ordu, savaş sırasında kasabayı yağmalamak ve yakmakla suçlandı.)
  4. The rioters pillaged stores and set fire to buildings during the protests. (Kargaşa çıkaranlar protestolar sırasında mağazaları yağmaladı ve binaları ateşe verdi.)
  5. The pirates pillaged ships in the Caribbean and stole their cargo. (Korsanlar, Karayiplerde gemileri yağmalayıp yüklerini çaldılar.)
  6. The conquerors pillaged the temple and destroyed the sacred artifacts. (Fetihçiler tapınağı yağmaladı ve kutsal eserleri yok etti.)
  7. The barbarian tribes often pillaged nearby settlements for food and supplies. (Barbar kabileler, genellikle yiyecek ve malzeme için yakın yerleşimleri yağmaladılar.)
  8. The rebels pillaged the government buildings and seized control of the city. (İsyancılar hükümet binalarını yağmaladı ve şehrin kontrolünü ele geçirdi.)
  9. During the riots, the protestors pillaged and looted shops in the city center. (Ayaklanmalar sırasında protestocular, şehir merkezindeki mağazaları yağmaladı ve yağmaladı.)
  10. The soldiers were ordered not to pillage the town and to treat its citizens with respect. (Askerlere, kasabayı yağmalamamaları ve vatandaşları saygıyla muamele etmeleri emredildi.)
  11. The bandits pillaged the travelers and left them stranded in the desert. (Haydutlar yolcuları yağmaladı ve onları çölde mahsur bıraktı.)
  12. The Mongol armies were known for their brutal pillaging of cities and towns. (Moğol orduları, şehirlerin ve kasabaların acımasızca yağmalanmasıyla tanınırdı.)
  13. The rebels pillaged the countryside and destroyed farms and crops. (İsyancılar kırsal bölgeleri yağmaladı ve çiftlikleri ve tarlaları yok etti.)
  14. The Romans would often pillage conquered territories for their resources and treasures. (Romalılar, kaynakları ve hazineleri için fethedilmiş toprakları sık sık yağmalardı.)
  15. <
  1. The rioters pillaged the historical museum and destroyed priceless artifacts. (Kargaşa çıkaranlar tarihi müzeyi yağmaladı ve paha biçilmez eserleri yok etti.)
  2. The invading army pillaged the town and left it in ruins. (İstila eden ordu, kasabayı yağmaladı ve harabe haline getirdi.)
  3. The rebels pillaged the royal palace and overthrew the monarchy. (İsyancılar kraliyet sarayını yağmaladı ve monarşiyi devirdi.)
  4. The conquistadors pillaged the Aztec and Inca empires for their gold and treasures. (Conquistadorlar, altın ve hazineleri için Aztek ve İnka imparatorluklarını yağmaladılar.)
  5. The looters pillaged the abandoned homes after the hurricane. (Avcılar kasırgadan sonra terk edilmiş evleri yağmaladılar.)
  6. The ancient Greeks would often pillage neighboring cities and states during their wars. (Antik Yunanlılar, savaşları sırasında komşu şehirleri ve devletleri sık sık yağmalardı.)

Türkçe Karşılıklar: yağmalamak, talan etmek, yağma yapmak, çalmak, yok etmek, haraca kesmek, soygun yapmak, avcılık yapmak, ele geçirmek, yağmacılık yapmak, yağma etmek.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.