Eminent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eminent İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Eminent

Eminent kelimesi İngilizce dilinde “ünlü, seçkin, saygın” anlamına gelir.

  1. The eminent scientist received a Nobel Prize. (Ünlü bilim adamı Nobel Ödülü aldı.)
  2. The conference was attended by eminent scholars from around the world. (Konferansa dünyanın dört bir yanından saygın bilim adamları katıldı.)
  3. The company hired an eminent lawyer to handle the case. (Şirket davanın yönetimi için seçkin bir avukat tuttu.)
  4. The eminent professor delivered an inspiring speech to the students. (Seçkin profesör öğrencilere ilham verici bir konuşma yaptı.)
  5. He is an eminent expert in the field of genetics. (O, genetik alanında saygın bir uzmandır.)
  6. The eminent actor received a lifetime achievement award. (Ünlü oyuncu, bir ömür boyu başarı ödülü aldı.)
  7. The eminent composer’s music is still popular today. (Ünlü bestecinin müziği hala popülerdir.)
  8. The book was reviewed by eminent critics. (Kitap saygın eleştirmenler tarafından incelendi.)
  9. The company was founded by an eminent entrepreneur. (Şirket, saygın bir girişimci tarafından kuruldu.)
  10. The eminent architect designed many famous buildings. (Ünlü mimar birçok ünlü binayı tasarladı.)
  11. The eminent historian gave a lecture on ancient Rome. (Saygın tarihçi, antik Roma hakkında bir konferans verdi.)
  12. The eminent doctor was able to cure the patient’s rare disease. (Ünlü doktor, hastanın nadir hastalığını tedavi etmeyi başardı.)
  13. The eminent artist’s paintings are on display at the museum. (Ünlü sanatçının tabloları müzede sergilenmektedir.)
  14. The eminent philosopher’s ideas influenced many people. (Ünlü filozofun fikirleri birçok insanı etkiledi.)
  15. The eminent journalist won a Pulitzer Prize for her investigative reporting. (Ünlü gazeteci, araştırmacı raporlama çalışmasıyla bir Pulitzer Ödülü kazandı.)
  16. The eminent theologian wrote many influential books. (Ünlü teolog birçok etkili kitap yazdı.)
  17. The eminent poet’s work is studied in literature classes. (Ünlü şairin eseri edebiyat sınıflarında incelenir.)
  18. The eminent economist predicted the recession years in advance. (Ünlü ekonomist, resesyonu yıllar öncesinden öngö

rdü.)
19. The eminent judge made a landmark ruling on civil rights. (Saygın hakim, sivil haklar konusunda tarihi bir karar verdi.)

  1. The eminent musician performed at the prestigious concert hall. (Ünlü müzisyen prestijli konser salonunda sahne aldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.