Émigré İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Émigré İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Emigré

Emigré, kendi ülkesinden başka bir ülkeye göç etmiş bir kişi anlamına gelir. Bu genellikle siyasi, ekonomik veya sosyal nedenlerle yapılan bir göç olabilir.

Örnek cümleler:

  1. Many emigrés left their home countries due to political persecution. (Birçok göçmen, siyasi zulümden dolayı evlerinden ayrıldı.)
  2. My grandparents were emigrés from Europe to the United States. (Büyükannem ve büyükbabam, Avrupa’dan Amerika’ya göç etmişti.)
  3. The emigré community in this city is quite large. (Bu şehirdeki göçmen topluluğu oldukça büyük.)
  4. Emigrés often face many challenges when adapting to a new culture. (Göçmenler, yeni bir kültüre uyum sağlarken birçok zorlukla karşılaşırlar.)
  5. He became an emigré after his political views caused him to be banned from his home country. (Siyasi görüşleri nedeniyle evinden yasaklanması sonucu göçmen oldu.)
  6. Many emigrés find it difficult to maintain their cultural identity while living abroad. (Birçok göçmen, yurt dışında yaşarken kültürel kimliklerini korumakta zorlanıyor.)
  7. The emigré community in this city is known for its vibrant music scene. (Bu şehirdeki göçmen topluluğu, canlı müzik sahnesiyle tanınıyor.)
  8. Emigrés often face discrimination and prejudice in their new countries. (Göçmenler, yeni ülkelerinde ayrımcılık ve önyargıyla karşı karşıya kalırlar.)
  9. The emigré population in this country has grown significantly in recent years. (Bu ülkedeki göçmen nüfusu son yıllarda önemli ölçüde arttı.)
  10. Many emigrés struggle with feelings of homesickness and loneliness. (Birçok göçmen, evlerini özlem ve yalnızlık duygularıyla mücadele ediyor.)
  11. The emigré community in this city is very supportive of one another. (Bu şehirdeki göçmen topluluğu birbirlerine çok destek veriyor.)
  12. Emigrés often have to learn a new language in order to adapt to their new country. (Göçmenler, yeni ülkelerine uyum sağlamak için genellikle yeni bir dil öğrenmek zorundadırlar.)
  13. The emigré population in this city is quite diverse, with people from many different countries. (Bu şehirdeki göçmen nüfusu oldukça çeşitlidir ve birçok farklı ülkeden insanlar bulunmaktadır.)
  14. Emigrés often have to leave behind their families and loved ones in order to start a new life. (Göçmenler, yeni bir hayat başlatmak için genellikle ailelerini ve sevdiklerini geride bırakmak zorundad
  1. The emigré experience can be both exciting and challenging at the same time. (Göçmenlik deneyimi hem heyecan verici hem de zorlayıcı olabilir.)
  2. Many emigrés come to new countries with hopes of better opportunities and a brighter future. (Birçok göçmen, daha iyi fırsatlar ve daha parlak bir gelecek umuduyla yeni ülkelere geliyor.)
  3. The emigré community in this city has contributed a lot to the local economy and culture. (Bu şehirdeki göçmen topluluğu, yerel ekonomiye ve kültüre çok şey katmıştır.)
  4. Emigrés often face challenges in finding employment and housing in their new countries. (Göçmenler, yeni ülkelerinde iş ve konut bulma konusunda zorluklarla karşılaşırlar.)
  5. The emigré experience can be a transformative one, leading to personal growth and new perspectives. (Göçmenlik deneyimi, kişisel gelişim ve yeni bakış açılarına yol açabilen dönüştürücü bir deneyim olabilir.)
  6. Many emigrés find that they have to adapt to new customs and traditions in their new countries. (Birçok göçmen, yeni ülkelerinde yeni gelenek ve göreneklere uyum sağlamak zorunda kaldıklarını fark ederler.)

(Türkçe çevirileri yukarıdaki cümlelerin hemen yanında verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.