Pessimist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Pessimist Nedir?
Pessimist, bir olayın veya durumun en kötüsüne inanan veya herhangi bir şeyin iyi sonuçlanacağına inanmayan kişidir.
Örnek cümleler:
1. She is such a pessimist, she always expects the worst.
(Türkçe: O bir karamsar, her zaman en kötüsünü bekler.)
-
I hate being around pessimistic people, they always bring me down.
(Türkçe: Karamsar insanların yanında olmaktan hoşlanmam, beni hep moralsizleştirirler.) -
The pessimistic forecast for the economy is causing panic among investors.
(Türkçe: Ekonomi için yapılan karamsar tahminler yatırımcılar arasında panik yaratıyor.) -
She has a pessimistic view of the future and doesn’t believe things will get better.
(Türkçe: Geleceğe karşı karamsar bir bakış açısı var ve şeylerin düzeleceğine inanmıyor.) -
It’s hard to stay positive when you’re surrounded by pessimistic people all the time.
(Türkçe: Sürekli karamsar insanlarla çevrili olduğunuzda pozitif kalmak zordur.) -
His pessimistic attitude is really bringing down the morale of the team.
(Türkçe: Karamsar tutumu gerçekten takımın moralini bozuyor.) -
The pessimistic weather report predicts rain for the next seven days.
(Türkçe: Karamsar hava raporu, önümüzdeki yedi gün için yağmur öngörüyor.) -
She’s always so pessimistic about her chances of success, she doesn’t even try.
(Türkçe: Başarı şansları hakkında her zaman çok karamsar, hatta denemiyor bile.) -
The pessimistic outlook for the environment is really concerning.
(Türkçe: Çevre için yapılan karamsar öngörüler gerçekten endişe verici.) -
I try not to be too pessimistic, but sometimes it’s hard to see the bright side.
(Türkçe: Çok karamsar olmamaya çalışıyorum, ama bazen pozitif tarafını görmek zor oluyor.) -
The pessimistic tone of the news is really bringing me down.
(Türkçe: Haberlerin karamsar tonu beni gerçekten moralim bozuyor.) -
His pessimistic nature makes it hard for him to form close relationships.
(Türkçe: Karamsar doğası, yakın ilişkiler kurmasını zorlaştırıyor.) -
I’m trying to be more optimistic, but it’s hard when everything seems to be going wrong.
(Türkçe: Daha iyimser olmaya çalışıyorum, ama her şey ters gittiğinde zor oluyor.) -
The pessimistic attitude of the management team is really holding the company back.
(Türkçe: Yönetim ekibinin karamsar tutumu gerçekten şirketi geri tutuyor.) -
I don’t want to be too pessimistic, but
-
I don’t want to be too pessimistic, but the situation seems pretty dire right now.
(Türkçe: Çok karamsar olmak istemiyorum, ama şu anda durum oldukça kötü görünüyor.) -
His pessimistic outlook on life is really affecting his mental health.
(Türkçe: Hayata karamsar bir bakış açısıyla bakanı, ruh sağlığını gerçekten etkiliyor.) -
The pessimistic tone of the meeting made it hard to come up with any positive solutions.
(Türkçe: Toplantının karamsar tonu, pozitif çözümler bulmayı zorlaştırdı.) -
I wish my friend wasn’t so pessimistic all the time, it’s really bringing me down.
(Türkçe: Arkadaşımın sürekli olarak karamsar olmamasını diliyorum, beni gerçekten moralsizleştiriyor.) -
The pessimistic attitude of the politicians is really making people lose faith in the government.
(Türkçe: Politikacıların karamsar tutumu, insanların hükümete olan inancını kaybetmesine neden oluyor.) -
It’s important to balance realism with optimism, rather than always being pessimistic.
(Türkçe: Her zaman karamsar olmak yerine, gerçekçilik ile iyimserlik arasında denge kurmak önemlidir.)
Hemen Yorum Yaz