Electorate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Electorate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Electorate Nedir?

Electorate, genellikle bir ülkede seçme hakkına sahip olan tüm kişilerin toplamıdır. Seçmenlerin tamamı bir seçimde oy kullanabilir ve bu nedenle seçmenlerin oluşturduğu grup seçim sonuçlarını etkiler.

Örnek Cümleler:

1. The electorate will be going to the polls next month to choose a new president. (Seçmenler gelecek ay sandığa giderek yeni bir başkan seçecekler.)
2. In this country, the electorate is made up of all citizens over the age of 18. (Bu ülkede, seçmenler 18 yaşından büyük tüm vatandaşlardan oluşur.)
3. The party is trying to appeal to a wider electorate by addressing issues that affect everyone. (Parti, herkesi etkileyen konulara değinerek daha geniş bir seçmene hitap etmeye çalışıyor.)
4. The electorate plays a crucial role in determining the outcome of an election. (Seçmenler, bir seçimin sonucunu belirlemede hayati bir rol oynar.)
5. The candidates are focusing their campaigns on the key issues that matter most to the electorate. (Adaylar kampanyalarını seçmenlerin en çok önem verdiği ana konulara odaklanarak sürdürüyorlar.)
6. The size of the electorate has grown significantly in recent years due to changes in voting laws. (Oy kullanma yasalarındaki değişiklikler nedeniyle son yıllarda seçmen sayısı önemli ölçüde arttı.)
7. The party needs to win over the electorate in order to have a chance of winning the election. (Parti, seçmenleri kazanarak seçimi kazanma şansı elde etmek zorunda.)
8. The electorate is becoming increasingly diverse, with a wider range of ages, ethnicities, and backgrounds. (Seçmenler giderek daha çeşitleniyor, farklı yaş grupları, etnik kökenler ve geçmişlere sahip insanlar yer alıyor.)
9. The electorate is demanding more transparency and accountability from their elected officials. (Seçmenler, seçilmiş yetkililerinden daha fazla şeffaflık ve sorumluluk bekliyorlar.)
10. The party’s platform is designed to appeal to a broad electorate, with policies that address a range of issues. (Partinin platformu, bir dizi konuya değinen politikalarla geniş bir seçmene hitap etmek için tasarlandı.)
11. The turnout among the electorate was lower than expected, with many voters staying home on election day. (Seçmenler arasındaki katılım beklenenden düşük oldu ve birçok seçmen seçim günü evde kaldı.)
12. The electorate’s views on key issues can shift rapidly, making it difficult to predict election outcomes. (Seçmenlerin ana konulardaki görüşleri hızla değişebilir, bu da seçim sonuçlarını tahmin etmeyi zor

klaştırabilir.)
13. The party needs to do more to engage with the electorate and understand their concerns. (Parti, seçmenlerle daha çok etkileşime girerek ve endişelerini anlayarak daha fazla şey yapmak zorunda.)

14. The electorate’s preferences can vary greatly depending on factors such as region, income, and education level. (Seçmenlerin tercihleri bölge, gelir ve eğitim düzeyi gibi faktörlere bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir.)
15. The candidates are trying to appeal to a wide swath of the electorate, including both conservative and progressive voters. (Adaylar, muhafazakar ve ilerici seçmenleri de içeren geniş bir seçmene hitap etmeye çalışıyorlar.)
16. The electorate’s trust in the government and elected officials can have a major impact on voter turnout and election results. (Seçmenlerin hükümet ve seçilmiş yetkililere olan güveni, oy kullanma oranı ve seçim sonuçları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilir.)
17. The party’s success will depend largely on how well it can mobilize the electorate and get out the vote. (Partinin başarısı, seçmenleri ne kadar iyi harekete geçirebileceği ve oy kullanmaya teşvik edebileceğiyle büyük ölçüde ilgilidir.)
18. The electorate’s priorities can shift over time, as new issues and challenges emerge. (Seçmenlerin öncelikleri zamanla değişebilir, yeni konular ve zorluklar ortaya çıktıkça.)
19. The party needs to appeal to a diverse electorate if it wants to win the support of a broad cross-section of society. (Parti, geniş bir kesimin desteğini kazanmak istiyorsa, çeşitli seçmene hitap etmek zorundadır.)
20. The electorate’s engagement in the political process is crucial for a healthy democracy, as it ensures that the government is accountable to the people. (Seçmenlerin siyasi sürece katılımı, sağlıklı bir demokrasi için hayati öneme sahiptir, çünkü hükümetin insanlara karşı sorumlu olduğunu sağlar.)