Peruse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Peruse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Peruse (Fiil) :

Peruse, bir şeyi özenle, dikkatli bir şekilde okumak veya incelemek anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. I need to peruse this document carefully before I sign it. (İmzalamadan önce bu belgeyi dikkatli bir şekilde incelemem gerekiyor.)
  2. He perused the menu before deciding what to order. (Sipariş vermeden önce menüyü dikkatle inceledi.)
  3. The detective perused the evidence, looking for any clues to the crime. (Polis, suçun ipuçları olup olmadığını arayarak kanıtları dikkatle inceledi.)
  4. She perused the job listings in the newspaper every day. (Her gün gazetede iş ilanlarını dikkatle okudu.)
  5. I perused the bookshelves, looking for something interesting to read. (Okumak için ilginç bir şey arayarak kitap raflarını dikkatle inceledim.)
  6. She perused the art gallery, admiring the paintings. (Tabloları hayranlıkla izleyerek sanat galerisini dikkatle gezdi.)
  7. He perused the contract, making sure there were no hidden clauses. (Gizli maddeler olmadığından emin olmak için sözleşmeyi dikkatle inceledi.)
  8. She perused the travel brochure, dreaming of her next vacation. (Bir sonraki tatilinde hayal ederek seyahat broşürünü dikkatle inceledi.)
  9. The teacher perused the students’ essays, offering feedback and suggestions. (Öğretmen, öğrencilerin denemelerini dikkatle inceleyerek geri bildirim ve öneriler sunuyordu.)
  10. He perused the map, trying to find the best route. (En iyi rotayı bulmaya çalışarak haritayı dikkatle inceledi.)
  11. She perused the website for hours, looking for the perfect dress. (Mükemmel elbiseyi bulmak için saatlerce web sitesini dikkatle inceledi.)
  12. He perused the newspaper, searching for information about the upcoming election. (Yaklaşan seçimle ilgili bilgi arayarak gazeteyi dikkatle inceledi.)
  13. The scientist perused the data, analyzing the results of the experiment. (Bilim adamı, deneyin sonuçlarını analiz ederek verileri dikkatle inceledi.)
  14. She perused the catalog, trying to decide which product to buy. (Hangi ürünü satın alacağına karar vermeye çalışarak kataloğu dikkatle inceledi.)
  15. He perused the job application, making sure he had filled it out correctly. (

Doğru şekilde doldurduğundan emin olmak için iş başvurusunu dikkatle inceledi.)
16. She perused the fashion magazine, getting inspiration for her own clothing designs. (Kendi kıyafet tasarımları için ilham alarak moda dergisini dikkatle inceledi.)

  1. The lawyer perused the contract, looking for any loopholes or potential issues. (Avukat, herhangi bir açık veya potansiyel sorun arayarak sözleşmeyi dikkatle inceledi.)
  2. He perused the restaurant menu, trying to decide what to order. (Ne sipariş edeceğine karar vermeye çalışarak restoran menüsünü dikkatle inceledi.)
  3. She perused the library shelves, searching for a book on a specific topic. (Belirli bir konuda bir kitap arayarak kütüphane raflarını dikkatle inceledi.)
  4. The teacher perused the students’ artwork, marveling at their creativity. (Öğrencilerin yaratıcılığına hayran kalarak öğretmen öğrencilerin sanat eserlerini dikkatle inceledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.