Perspicacity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perspicacity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perspicacity Nedir?


Perspicacity kelimesi, İngilizce dilinde, anlama, gözlemleme ve anlayışa ilişkin bir yeteneği ifade eder. Perspicacity, bir kişinin keskin zeka ve sezgi yoluyla çözümleyebileceği bir şeyi anlama veya keşfetme yeteneğini ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. His perspicacity helped him solve the difficult puzzle. (Onun keskin zekası, zor bulmacayı çözmesine yardımcı oldu.)
  2. She has an uncanny perspicacity when it comes to people’s motives. (İnsanların niyetleri söz konusu olduğunda, inanılmaz bir anlayışa sahip.)
  3. The detective’s perspicacity led to the arrest of the real culprit. ( Dedektifin anlayışı gerçek suçlunun tutuklanmasına neden oldu.)
  4. The CEO’s perspicacity in business decisions has led the company to great success. (CEO’nun iş kararlarındaki anlayışı, şirketi büyük başarıya götürdü.)
  5. Her perspicacity and attention to detail make her an excellent researcher. (Onun keskin zekası ve detaylara olan dikkati, onu mükemmel bir araştırmacı yapar.)
  6. His perspicacity in identifying the flaws in the plan saved the company from financial disaster. ( Planın kusurlarını belirlemedeki anlayışı, şirketi finansal felaketten kurtardı.)
  7. The author’s perspicacity in understanding human nature is evident in her novels. (Yazarın insan doğasını anlama konusundaki anlayışı, romanlarında açıkça görülür.)
  8. Her perspicacity in negotiations allowed her to secure a better deal. (Pazarlıklardaki anlayışı, daha iyi bir anlaşma yapmasına olanak tanıdı.)
  9. His perspicacity allowed him to see through the deception and expose the truth. (Onun anlayışı, aldatmacayı görüp gerçeği ortaya çıkarmasına izin verdi.)
  10. The professor’s perspicacity in understanding complex theories is impressive. (Profesörün karmaşık teorileri anlama konusundaki anlayışı etkileyicidir.)
  11. Her perspicacity in understanding people’s emotions makes her an excellent therapist. ( İnsanların duygularını anlama konusundaki anlayışı, onu mükemmel bir terapist yapar.)
  12. The artist’s perspicacity in capturing the essence of her subjects is remarkable. (Sanatçının konularının özünü yakalama konusundaki anlayışı dikkat çekicidir.)
  13. His perspicacity in identifying the root cause of the problem helped find a solution. (Sorunun kök nedenini belirlemedeki anlayışı, bir çözüm bulmaya yardımcı oldu.)
  14. The coach’s perspicacity in identifying the weaknesses of the opposing team led to a victory. (Antrenörün rakip takımın zayıflıklarını belirle

daki anlayışı zafer kazanmaya yol açtı.)
15. Her perspicacity in analyzing market trends allowed her to make profitable investments. (Pazar trendlerini analiz etmedeki anlayışı, karlı yatırımlar yapmasına izin verdi.)

  1. The journalist’s perspicacity in uncovering the truth led to a Pulitzer Prize. (Gazetecinin gerçeği ortaya çıkarmadaki anlayışı, bir Pulitzer Ödülüne yol açtı.)
  2. His perspicacity in anticipating his opponent’s moves allowed him to win the chess game. (Rakibinin hamlelerini öngörmekteki anlayışı, satranç oyununu kazanmasına izin verdi.)
  3. The CEO’s perspicacity in recognizing talent helped build a strong team. (CEO’nun yeteneği tanımaktaki anlayışı, güçlü bir ekip kurmasına yardımcı oldu.)
  4. Her perspicacity in understanding different cultures made her a successful diplomat. (Farklı kültürleri anlamadaki anlayışı, onu başarılı bir diplomat yapar.)
  5. The scientist’s perspicacity in connecting the dots between different findings led to a groundbreaking discovery. (Bilim adamının farklı bulgular arasında bağlantıları kurmadaki anlayışı, çığır açan bir keşfe yol açtı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.