Untimely Death İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Untimely Death İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Meaning of “Untimely Death”

Untimely death refers to the death of an individual that occurs unexpectedly or at an age that is considered too young.

Example Sentences

1. My friend’s untimely death has left a huge void in my life.
   (Arkadaşımın beklenmedik ölümü hayatımda büyük bir boşluk yarattı.)
2. It is heartbreaking to hear about the untimely death of the young actor.
   (Genç aktörün beklenmedik ölümünü duymak kalbi kırıcı.)
3. The family is struggling to come to terms with the untimely death of their son.
   (Aile oğullarının beklenmedik ölümüyle başa çıkmakta zorlanıyor.)
4. The news of the untimely death of the renowned scientist has shocked the scientific community.
   (Ünlü bilim adamının beklenmedik ölüm haberi bilimsel topluluğu şok etti.)
5. The untimely death of the young athlete has left the sports world in mourning.
   (Genç sporcuun beklenmedik ölümü spor dünyasını yasa boğdu.)
6. The family is still in disbelief over the untimely death of their daughter.
   (Aile hala kızlarının beklenmedik ölümüne inanamıyor.)
7. The untimely death of the CEO has left the company in a state of disarray.
   (CEO’nun beklenmedik ölümü şirketi bir karmaşa içinde bıraktı.)
8. The untimely death of the young soldier has left his comrades in shock.
   (Genç askerin beklenmedik ölümü silah arkadaşlarını şok etti.)
9. The untimely death of the popular singer has left her fans devastated.
   (Popüler şarkıcının beklenmedik ölümü hayranlarını mahvetti.)
10. The family is seeking justice for the untimely death of their loved one.
    (Aile sevdiklerinin beklenmedik ölümü için adalet arıyor.)
11. The untimely death of the young mother has left her children orphaned.
    (Genç annenin beklenmedik ölümü çocuklarını yetim bıraktı.)
12. The community is in mourning over the untimely death of the beloved teacher.
    (Topluluk sevilen öğretmenin beklenmedik ölümüyle yas tutuyor.)
13. The untimely death of the young artist has cut short a promising career.
    (Genç sanatçının beklenmedik ölümü umut verici bir kariyeri kısa kesmiştir.)
14. The family is struggling to cope with the untimely death of their only son.
    (Aile tek oğullarının beklenmedik ölümüyle başa çıkmakta zorlanıyor.)
15. The untimely death of the young couple has left their families devastated.
    (Genç çiftin beklenmedik ölümü ailelerini mah

vedetti.)
16. The untimely death of the talented musician has left a void in the music industry.
(Yetenekli müzisyenin beklenmedik ölümü müzik endüstrisinde bir boşluk yarattı.)

17. The untimely death of the young activist has left a hole in the hearts of those who knew her.
    (Genç aktivistin beklenmedik ölümü, onu tanıyanların yüreklerinde bir boşluk bıraktı.)
18. The family is struggling to make sense of the untimely death of their daughter.
    (Aile kızlarının beklenmedik ölümünü anlamlandırmakta zorlanıyor.)
19. The untimely death of the young author has cut short a promising literary career.
    (Genç yazarın beklenmedik ölümü umut verici bir edebiyat kariyerini kısa kesmiştir.)
20. The untimely death of the young entrepreneur has left the business world in shock.
    (Genç girişimcinin beklenmedik ölümü iş dünyasını şok etti.)