Perpetual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perpetual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Perpetual

Perpetual, “sonsuz, sürekli, daimi” gibi anlamlara gelir. İngilizce cümlelerde kullanımına örnekler şu şekildedir:

1. The perpetual motion machine was deemed impossible to create. (Sonsuz hareket makinesinin oluşturulması imkansız olarak görüldü.)
2. The clock seemed to tick perpetually. (Saat sürekli tik tak etmekteymiş gibi görünüyordu.)
3. The company’s success was due to their perpetual innovation. (Şirketin başarısı, sürekli yenilik yapmalarına bağlıydı.)
4. The perpetual rain made it difficult to enjoy the vacation. (Sürekli yağan yağmur, tatilin keyfini çıkarmayı zorlaştırdı.)
5. He had a perpetual smile on his face. (Yüzünde sürekli bir gülümseme vardı.)
6. The perpetual darkness of the cave was unsettling. (Mağaranın sürekli karanlığı rahatsız ediciydi.)
7. The perpetual motion of the waves was calming. (Dalgaların sürekli hareketi sakinleştiriciydi.)
8. She was in a perpetual state of worry. (Sürekli endişeli bir durumdaydı.)
9. The perpetual growth of the city was both exciting and concerning. (Şehrin sürekli büyümesi heyecan verici ve endişe vericiydi.)
10. The perpetual noise of the city was overwhelming. (Şehrin sürekli gürültüsü bunaltıcıydı.)
11. The perpetual motion of the roller coaster was exhilarating. (Lunaparktaki sürekli hareket eden korkuluk heyecan vericiydi.)
12. The perpetual cycle of life and death was reflected in the changing seasons. (Hayatın sürekli döngüsü, mevsimlerde yansıtılmıştı.)
13. He had a perpetual thirst for knowledge. (Bilgiye sürekli bir susamışlığı vardı.)
14. The perpetual flame burned brightly in the night. (Sonsuz alev geceleyin parlak şekilde yanıyordu.)
15. The perpetual motion of the gears was mesmerizing. (Dişlilerin sürekli hareketi hipnotize ediciydi.)
16. The perpetual motion of the dancers was graceful. (Dansçıların sürekli hareketi zarifti.)
17. The perpetual motion of the train rocked her to sleep. (Trenin sürekli hareketi onu uyutmak için sallıyordu.)
18. The perpetual cycle of the seasons reminded her of the passage of time. (Mevsimlerin sürekli döngüsü zamanın geçişini hatırlatıyordu.)
19. The perpetual search for love can be exhausting. (Aşkın sürekli arayışı yorucu olabilir.)
20. The perpetual motion of the ocean was both beautiful and terrifying. (Denizin sürekli hareketi hem güzel hem de korkutucuydu.)

21. The perpetual sound of the waterfall was soothing. (Şelalenin sürekli sesi sakinleştiriciydi.)
22. The perpetual motion of the windmill provided energy for the farm. (Yel değirmeninin sürekli hareketi çiftliğe enerji sağladı.)
23. The perpetual laughter of the children was contagious. (Çocukların sürekli kahkahası bulaşıcıydı.)
24. The perpetual snow in the mountains made it difficult to hike. (Dağlardaki sürekli kar yürüyüşü zorlaştırdı.)
25. His perpetual lateness was frustrating to everyone. (Sürekli geç kalması herkesi sinir ediyordu.)
26. The perpetual glow of the moon provided a romantic atmosphere. (Ayın sürekli ışıltısı romantik bir atmosfer sağladı.)
27. The perpetual maintenance of the machine was necessary for its longevity. (Makinenin sürekli bakımı, ömrünü uzatmak için gereklidir.)
28. The perpetual memory of the tragedy haunted her for years. (Felaketin sürekli hatırası yıllarca onu korkuttu.)
29. The perpetual march of time was unstoppable. (Zamanın sürekli ilerleyişi durdurulamazdı.)
30. The perpetual motion of the pendulum kept time for the clock. (Sarkaçın sürekli hareketi saat için zamanı tuttu.)

(Helpful note: Please don’t forget to close the HTML tags in your code, especially the color ones!)