Passable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Passable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Passable Nedir?


Passable, “geçilebilir” anlamına gelen bir sıfattır. Bir şeyin veya birisinin geçilebilir olması durumu ifade edilir.

Örnek Cümleler:

  1. The road was barely passable after the heavy snowfall. (Yoğun kar yağışından sonra yol neredeyse geçilemez hale geldi.)
  2. The river is passable by boat, but not by foot. (Nehir botla geçilebilir ama yürüyerek geçilemez.)
  3. The terrain is rough, but still passable for experienced hikers. (Arazi zorlu ama deneyimli yürüyüşçüler için hala geçilebilir.)
  4. The exam was difficult, but thankfully passable. (Sınav zordu ama neyse ki geçilebilirdi.)
  5. The traffic was terrible, but we made it passable. (Trafik berbattı ama geçilebilir hale getirdik.)
  6. The bridge was old, but still passable for light vehicles. (Köprü eskiydi ama hafif araçlar için hala geçilebilirdi.)
  7. The language barrier was a challenge, but passable with the help of a translator. (Dil bariyeri bir zorluktu ama bir çevirmenin yardımıyla geçilebilir hale geldi.)
  8. The idea was unconventional, but passable if executed correctly. (Fikir sıradışıydı ama doğru bir şekilde uygulanırsa geçilebilir hale gelirdi.)
  9. The storm made the hike difficult, but still passable for experienced climbers. (Fırtına yürüyüşü zorlaştırdı ama deneyimli tırmanıcılar için hala geçilebilirdi.)
  10. The restaurant’s food was just passable, nothing special. (Restoranın yemeği sadece geçilebilirdi, özel bir şey değil.)
  11. The hotel’s location was not ideal, but passable for a short stay. (Otelin konumu ideal değildi ama kısa bir konaklama için geçilebilirdi.)
  12. The candidate’s qualifications were passable, but not exceptional. (Adayın nitelikleri geçilebilirdi ama olağanüstü değildi.)
  13. The security measures were passable, but could be improved. (Güvenlik önlemleri geçilebilirdi ama iyileştirilebilirdi.)
  14. The new software was passable, but not user-friendly. (Yeni yazılım geçilebilirdi ama kullanıcı dostu değildi.)
  15. The movie was passable, but not worth watching again. (Film geçilebilirdi ama tekrar izlemeye değmezdi.)
  16. The weather was passable for outdoor activities. (Hava açık hava aktiviteleri için geçilebilirdi.)
  17. The project’s progress was slow, but still passable according to the timeline. (Projenin ilerlemesi yavaştı ama zaman çizelgesine göre hala geçilebilirdi.)
  18. The hike was long, but passable with the right gear and preparation. (Yürüyüş uzundu ama doğru ekip

man ve hazırlıkla geçilebilir hale geldi.)
19. The train ride was passable, but not the most comfortable experience. (Tren yolculuğu geçilebilirdi ama en rahat deneyim değildi.)

  1. The performance was passable, but lacked energy and enthusiasm. (Performans geçilebilirdi ama enerji ve coşku eksikti.)

(Türkçe anlamları parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.