Earlier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Earlier İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Earlier” İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Earlier” kelimesi, “daha önce” anlamına gelir ve zaman açısından önceki bir noktaya işaret eder. İşte örnek cümleler:

  1. I woke up earlier than usual this morning. (Bu sabah normalden daha erken uyandım.)
  2. We met earlier than planned. (Planlanandan daha önce buluştuk.)
  3. She left the office earlier to avoid the traffic. (Trafikten kaçınmak için daha erken ofisten ayrıldı.)
  4. The movie started earlier than expected. (Beklenenden daha erken film başladı.)
  5. He had seen the movie earlier and didn’t want to watch it again. (Daha önce filmi izlemişti ve tekrar izlemek istemedi.)
  6. The store closed earlier than usual on Sundays. (Pazar günleri normalden daha erken mağaza kapanır.)
  7. The event was rescheduled for earlier in the day. (Etkinlik gün içinde daha erken bir zamana ertelendi.)
  8. The plane landed earlier than scheduled. (Planlanandan daha erken uçak indi.)
  9. She finished her work earlier than expected. (Beklenenden daha erken işini bitirdi.)
  10. We should have left earlier to avoid the rush hour. (İş çıkış saatinden önce gitmeliydik, trafikten kaçınmak için.)
  11. He had arrived earlier but had to wait for us. (Daha önce gelmişti ama bizi beklemek zorunda kaldı.)
  12. They had met earlier in the week. (Haftanın daha önceki günlerinde buluşmuşlardı.)
  13. The concert ended earlier than we thought. (Düşündüğümüzden daha erken konser bitti.)
  14. The restaurant was full earlier, but now it’s empty. (Restoran önceden doluydu, ama şimdi boş.)
  15. I had seen the movie earlier, so I knew the ending. (Filmi daha önce izlemiştim, o yüzden sonunu biliyordum.)
  16. She had told me the news earlier, but I forgot. (Haberleri daha önce söylemişti, ama unuttum.)
  17. The meeting ended earlier than planned. (Planlanandan daha erken toplantı bitti.)
  18. He had left earlier because he had a doctor’s appointment. (Doktor randevusu olduğu için daha erken ayrılmıştı.)
  19. The sun sets earlier in the winter. (Kışın güneş daha erken batıyor.)
  20. We should have booked the tickets earlier to get a discount. (İndirimli bilet alabilmek için daha önce bileti almamız gerekiyordu.)
  1. The store opened earlier than usual due to a special sale. (Özel bir indirim nedeniyle mağaza normalden daha erken açıldı.)
  2. She had finished her homework earlier, so she had time to watch a movie. (Ödevlerini daha önce bitirdi, bu yüzden bir film izleyecek zamanı vardı.)
  3. The traffic was lighter earlier in the day. (Günün erken saatlerinde trafik daha azdı.)
  4. He regretted not waking up earlier to enjoy the sunrise. (Güneşin doğuşunu izlemek için daha erken uyanmadığına pişman oldu.)
  5. The students were dismissed earlier due to a power outage. (Elektrik kesintisi nedeniyle öğrenciler daha erken çıkarıldı.)
  6. The museum opens earlier on weekends. (Müze hafta sonları daha erken açılır.)
  7. They had finished the project earlier than the deadline. (Proje bitiş tarihinden önce bitirmişlerdi.)
  8. She had called him earlier to confirm the meeting. (Toplantıyı onaylamak için daha önce onu aramıştı.)
  9. The restaurant had run out of food earlier than expected. (Beklenenden daha erken restoranda yiyecek kalmamıştı.)
  10. He wished he had arrived earlier to get a good seat. (İyi bir koltuk alabilmek için daha önce gelmiş olmayı dilerdi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.