Ear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ear İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ear Kelimesi İle İlgili Örnek Cümleler

Anlam: Kulak

  1. My ear hurts (Kulağım ağrıyor)
  2. I can’t hear anything out of my left ear. (Sol kulağımdan hiçbir şey duyamıyorum.)
  3. The sound was too loud, it hurt my ears. (Ses çok yüksekti, kulaklarımı acıttı.)
  4. She has a great ear for music. (Müzikte harika bir kulak yeteneği var.)
  5. I have a ringing in my ear. (Kulaklarımda çınlama var.)
  6. He whispered something in her ear. (Ona bir şeyler fısıldadı.)
  7. She has a small earring in her left ear. (Sol kulağından küçük bir küpe takıyor.)
  8. The doctor checked her ears for infection. (Doktor enfeksiyon için kulaklarını kontrol etti.)
  9. I need to clean my ears (Kulaklarımı temizlemem lazım)
  10. He couldn’t believe his ears when he heard the news. (Haberleri duyduğunda kulaklarına inanamadı.)
  11. I always wear earplugs when I go to concerts. (Konserlere giderken her zaman kulaklıklarımı takarım.)
  12. She has a beautiful voice, it’s music to my ears. (Harika bir sesi var, kulaklarıma müzik gibi geliyor.)
  13. The ear is a sensitive organ. (Kulak hassas bir organdır.)
  14. He scratched his ear absentmindedly. (Dalgın bir şekilde kulağını kaşıdı.)
  15. I have trouble hearing in noisy environments. (Gürültülü ortamlarda işitme sorunu yaşıyorum.)
  16. He has a hearing aid in his right ear. (Sağ kulağına işitme cihazı takıyor.)
  17. She whispered sweet nothings in his ear. (Ona tatlı şeyler fısıldadı.)
  18. He leaned his ear against the door to listen. (Dinlemek için kulağını kapıya dayadı.)
  19. The doctor examined her ears with a light. (Doktor ışıkla kulaklarını muayene etti.)
  20. She has a tattoo behind her ear. (Kulağının arkasında bir dövme var.)
  1. He played the music by ear, without sheet music. (O, müziği nota olmadan kulağına göre çaldı.)
  2. She put in her earbuds and listened to her favorite song. (Kulaklıklarını taktı ve favori şarkısını dinledi.)
  3. The ear canal is responsible for transmitting sound to the eardrum. (Kulak kanalı, sesi kulak zarına iletmekle sorumludur.)
  4. He’s an expert in ear, nose, and throat disorders. (O, kulak burun boğaz rahatsızlıklarında uzmandır.)
  5. The baby has an ear infection. (Bebekte kulak enfeksiyonu var.)
  6. She had to shout in his ear to be heard over the noise. (Gürültüye karşı duyulabilmesi için kulağına bağırmak zorunda kaldı.)
  7. He rubbed his ear to ease the pain. (Ağrıyı hafifletmek için kulağını ovuşturdu.)
  8. The ear is divided into three parts: the outer, middle, and inner ear. (Kulak, dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölüme ayrılır.)
  9. She pierced her ear and put in a gold stud. (Kulak delerek ve altın bir toka takarak süsledi.)
  10. He has a good ear for accents and can tell where someone is from. (Aksanlar konusunda iyi bir kulak yeteneği var ve birinin nereli olduğunu söyleyebilir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.