Part With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Part With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Part with İle İlgili Cümleler

Part with kelimesi Türkçe’de “ayrılmak, vazgeçmek, elden çıkarmak” gibi anlamlara gelir. İngilizcede sıklıkla kullanılan bu kelime, çeşitli cümlelerde kullanılabilir. İşte size 20 örnek cümle:

  1. I had to part with my old car after it broke down for the third time. (Eski arabam üçüncü kez bozulduktan sonra ondan ayrılmak zorunda kaldım.)
  2. It’s always hard to part with things that hold sentimental value. (Duygusal değeri olan şeylerden ayrılmak her zaman zordur.)
  3. I finally decided to part with my collection of vinyl records. (Sonunda plak koleksiyonumdan vazgeçmeye karar verdim.)
  4. She was devastated when she had to part with her beloved dog. (Sevdiği köpeğinden ayrılmak zorunda kaldığında yıkılmıştı.)
  5. It’s time to part with our winter coats and switch to lighter jackets. (Kışlık montlarımızdan ayrılma ve daha hafif ceketlere geçme zamanı geldi.)
  6. The company had to part with some of its employees due to budget cuts. (Şirket bütçe kesintileri nedeniyle bazı çalışanlarından ayrılmak zorunda kaldı.)
  7. We knew it was time to part with our old furniture and upgrade to something more modern. (Eski mobilyalarımızdan ayrılma ve daha modern bir şeyler almaya yükseltme zamanı olduğunu biliyorduk.)
  8. She couldn’t part with her childhood teddy bear even though it was falling apart. (Çocukluk ayıcığı dağılsa bile ondan ayrılamadı.)
  9. It’s never easy to part with someone you love, even if it’s for the best. (En iyi için bile olsa sevdiğiniz biriyle ayrılmak hiç kolay değildir.)
  10. We had to part with some of our belongings when we moved into our smaller apartment. (Daha küçük dairemize taşındığımızda bazı eşyalarımızdan ayrılmak zorunda kaldık.)
  11. The museum was forced to part with some of its rarest artifacts due to lack of funding. (Müze, yetersiz fon nedeniyle en nadir eserlerinden bazılarından ayrılmak zorunda kaldı.)
  12. He finally had to part with his old guitar after it became too damaged to play. (Eski gitarı çalınmaz hale geldiğinde sonunda ondan ayrılmak zorunda kaldı.)
  13. They decided to part with their business partner after a series of disagreements. (Bir dizi anlaşmazlık sonrasında iş ortaklarından ayrılmaya karar verdiler.)
  14. It was hard for her to part with her wedding dress, but she knew it was just taking up space. (Gelinlikten ayrılmak onun

için zordu ama sadece yer kapladığını biliyordu.)
15. The team had to part with their coach after a disappointing season. (Takım, hayal kırıklığı yaratan bir sezonun ardından antrenörleriyle ayrılmak zorunda kaldı.)

  1. The library had to part with some of its older books to make room for new ones. (Kütüphane, yeni kitaplar için yer açmak için bazı eski kitaplardan ayrılmak zorunda kaldı.)
  2. It was hard for him to part with his favorite childhood toy, but he knew it was time to let it go. (En sevdiği çocukluk oyuncaklarından ayrılmak onun için zordu ama artık onu bırakma zamanının geldiğini biliyordu.)
  3. They had to part with their car when they moved to a city with reliable public transportation. (Güvenilir toplu taşıma olan bir şehre taşındıklarında arabalarından ayrılmak zorunda kaldılar.)
  4. It’s hard to part with a habit that you’ve had for years, but it’s worth it for your health. (Yıllardır devam eden bir alışkanlıktan ayrılmak zor olabilir ama sağlığınız için buna değer.)
  5. The couple had to part with their dream house when they couldn’t afford the mortgage payments. (Mortgage ödemelerini karşılayamayınca çift hayallerindeki evden ayrılmak zorunda kaldı.)

(Her bir örnek cümlenin İngilizcesi kalın ve mavi renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.