Paradisiacal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paradisiacal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paradisiacal

Paradisiacal kelimesi Türkçe’ye “cennetsel” olarak çevrilebilir. Bu kelime genellikle cennet, mutluluk, mükemmel ve rahatlatıcı gibi olumlu şeyleri ifade etmek için kullanılır.

İşte paradisiacal kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:

  1. The view from the top of the mountain was absolutely paradisiacal. (Dağın tepesinden manzara tamamen cennetseldi.)
  2. They spent their honeymoon in a paradisiacal resort on a tropical island. (Balayını tropik bir adadaki cennetsel bir tatil köyünde geçirdiler.)
  3. The spa was a paradisiacal escape from the stresses of everyday life. (Spa, günlük hayatın stresinden kaçmak için cennetsel bir kaçıştı.)
  4. The garden was a paradisiacal oasis in the middle of the city. (Bahçe şehir ortasında cennetsel bir vaha gibiydi.)
  5. The beach was paradisiacal with its white sand and crystal-clear water. (Kumsal beyaz kumu ve berrak suyuyla cennetseldi.)
  6. The weather was paradisiacal during their entire vacation. (Tatillerinin tamamında hava cennetsel gibiydi.)
  7. The villa they rented was paradisiacal, with a private pool and stunning views. (Kiraladıkları villa özel bir havuz ve muhteşem manzaralarla cennetseldi.)
  8. The sunset was so paradisiacal that it took their breath away. (Güneş batışı o kadar cennetseldi ki nefeslerini kesti.)
  9. The hotel’s rooftop bar had a paradisiacal atmosphere with its lush plants and twinkling lights. (Otelin çatı katı barı yeşil bitkileri ve ışıl ışıl ışıklarıyla cennetsel bir atmosfere sahipti.)
  10. The food at the restaurant was paradisiacal, with fresh ingredients and exquisite flavors. (Restorandaki yemekler taze malzemeleri ve lezzetleriyle cennetseldi.)
  11. The park was a paradisiacal escape from the noise and pollution of the city. (Park, şehrin gürültüsünden ve kirliliğinden kaçmak için cennetsel bir kaçıştı.)
  12. The waterfall was a paradisiacal sight, with its misty spray and lush surroundings. (Şelale, sisli püskürtüsü ve yeşil çevresiyle cennetsel bir manzaraydı.)
  13. The hotel’s spa offered a paradisiacal massage that left them feeling rejuvenated. (Otelin spa’sı onları yenilenmiş hissettiren cennetsel bir masaj sunuyordu.)
  14. The cruise ship stopped at several paradisiacal ports along the way. (Kruvaziyer gemisi yol boyunca birkaç cennetsel limanda durdu.)
  15. The music festival had a paradisiacal vibe, with happy people and great music. (Müzik festivali mutlu

insanların ve harika müziğin olduğu cennetsel bir atmosfere sahipti.)
16. The hike through the forest was a paradisiacal experience, with fresh air and stunning scenery. (Ormandaki yürüyüş, taze hava ve muhteşem manzaralarla cennetsel bir deneyimdi.)

  1. The hotel’s infinity pool was a paradisiacal spot to watch the sunset. (Otelin sonsuzluk havuzu, güneşin batışını izlemek için cennetsel bir noktaydı.)
  2. The private beach was a paradisiacal spot to relax and soak up the sun. (Özel plaj, dinlenmek ve güneşin tadını çıkarmak için cennetsel bir noktaydı.)
  3. The hot springs were a paradisiacal escape from the cold winter weather. (Sıcak su kaynakları, soğuk kış havaından kaçmak için cennetsel bir kaçıştı.)
  4. The garden party had a paradisiacal atmosphere with its colorful flowers and twinkling lights. (Bahçe partisi, renkli çiçekleri ve ışıl ışıl ışıklarıyla cennetsel bir atmosfere sahipti.)

Bu cümleler, paradisiacal kelimesinin farklı bağlamlarda nasıl kullanılabileceğini göstermektedir. Bu kelime, olumlu bir konuyu betimlemek için sık sık kullanılan bir kelime olduğu için, cümlelerde sıklıkla olumlu duygular ve atmosferlerle ilişkilendirilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.