Paddock İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paddock İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Paddock Nedir?

Paddock, tarım veya hayvancılık için kullanılan, genellikle tel örgü veya ahşap çitle çevrili küçük bir arazi parçasıdır. Bu alan, hayvanların veya bitkilerin kontrol altında tutulması için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The horse was running in the paddock. (At, paddock içinde koşuyordu.)
2. The farmer built a paddock to keep the sheep. (Çiftçi, koyunları korumak için bir paddock inşa etti.)
3. The cows were grazing in the paddock. (İnekler paddock’ta otlatılıyordu.)
4. The stable boy cleaned the paddock every morning. (Ahır çocuğu her sabah paddock’u temizledi.)
5. The horse trainer spent hours working with the horses in the paddock. (At eğitmeni, atlarla paddock’ta saatlerce çalıştı.)
6. The paddock was filled with the sound of cows mooing. (Paddock ineklerin melemesiyle doluydu.)
7. The sheep were happily grazing in the paddock. (Koyunlar paddock’ta mutlu bir şekilde otlatılıyordu.)
8. The paddock fence needed to be repaired before the cows got out. (Paddock çiti ineklerin çıkmasından önce tamir edilmeliydi.)
9. The farmer planted a vegetable garden next to the paddock. (Çiftçi paddock’un yanına bir sebze bahçesi dikti.)
10. The horses were let out of the paddock to run in the pasture. (Atlar, paddock’tan çıkarılıp çayırda koşmaya bırakıldı.)
11. The paddock was filled with the sweet scent of fresh grass. (Paddock taze çimenin tatlı kokusuyla doluydu.)
12. The goats were playing in the paddock, jumping and butting heads. (Keçiler paddock’ta oynuyor, sıçrayıp başlarını vuruyorlardı.)
13. The farmer’s children loved to play in the paddock with the animals. (Çiftçinin çocukları, hayvanlarla paddock’ta oynamaktan hoşlanıyordu.)
14. The paddock was muddy after the rain, making it difficult for the animals to walk. (Yağmur sonrası paddock çamurluydu, hayvanların yürümesi zordu.)
15. The horse was groomed before being put back in the paddock. (At, paddock’a geri konulmadan önce tımar edildi.)
16. The paddock was surrounded by trees, providing shade for the animals. (Paddock, hayvanlar için gölge sağlayan ağaçlarla çevriliydi.)
17. The cows in the paddock were waiting to be milked. (Paddock’taki inekler süt sağmak için bekliyordu.)
18. The farmer had to move the paddock to a new location because the ground was too wet. (Çiftçi, zeminin çok ıslak olması nedeniyle paddock’u yeni bir yere taşımalıydı.)
19. The

19. The horse in the paddock was spooked by a loud noise and ran off. (Paddock’taki at, yüksek bir sesle korkup kaçtı.)
20. The paddock was equipped with a water trough so the animals could drink whenever they wanted. (Paddock, hayvanların istedikleri zaman su içebilmeleri için bir su haznesiyle donatılmıştı.)

(Türkçe çeviriler eklendi.)