Overtime İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overtime İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Overtime Türkçe anlamı olarak “mesai” veya “çalışma saatleri dışında yapılan iş” anlamına gelir. Bu kelime, iş hayatında sıklıkla kullanılır ve iş saatleri dışında yapılan çalışmaları ifade etmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. I have to work overtime tonight. (Bu gece mesai yapmak zorundayım.)
  2. We’re paid extra for overtime work. (Mesai için ekstra ücret alıyoruz.)
  3. She often works overtime to meet her deadlines. (Süresi dolmadan önce işlerini yetiştirmek için sıklıkla mesai yapar.)
  4. The company is short-staffed, so everyone is working overtime. (Şirketin personel açığı var, bu yüzden herkes mesai yapıyor.)
  5. I hate working overtime, it ruins my plans. (Mesai yapmayı sevmiyorum, planlarımı alt üst ediyor.)
  6. The overtime pay will be included in your next paycheck. (Mesai ücreti sonraki maaşınıza dahil edilecektir.)
  7. I’m exhausted from all the overtime I’ve been doing lately. (Son zamanlarda yaptığım tüm mesailerden dolayı çok yorgunum.)
  8. We have to finish this project on time, even if it means working overtime. (Bu projeyi zamanında bitirmemiz gerekiyor, mesai yapmak dahil her şeyi yapacağız.)
  9. The company policy allows for overtime work during busy seasons. (Şirket politikası yoğun sezonlarda mesai yapılmasına izin veriyor.)
  10. I can’t believe I have to work overtime on my birthday. (Doğum günümde mesai yapmak zorunda olduğuma inanamıyorum.)
  11. Overtime work is voluntary, but it’s encouraged. (Mesai yapmak gönüllüdür, ancak teşvik edilir.)
  12. We need to hire more employees so we don’t have to rely on overtime. (Daha fazla çalışan işe almamız gerekiyor, böylece mesailere güvenmek zorunda kalmayız.)
  13. John was late to work, so he had to work overtime to catch up. (John işe geç kaldığı için yetişmek için mesai yapmak zorunda kaldı.)
  14. She was promoted after working overtime and showing dedication to her job. (Mesai yaparak ve işine bağlılığını göstererek terfi aldı.)
  15. We have a deadline to meet, so we’ll have to work overtime this weekend. (Karşılanması gereken bir süremiz var, bu yüzden bu hafta sonu mesai yapmamız gerekecek.)
  16. Overtime pay is calculated differently than regular pay. (Mesai ücreti normal ücretten farklı hesaplanır.)
  17. The overtime policy at this company is very fair. (Bu şirketteki mesai politikası çok adil.)
  18. I have to work overtime today, but I’ll be off tomorrow. (Bugün mesai yapmak zorundayım, ama yarın izinli olacağım.)
  19. The employees were happy to receive overtime pay for

the extra hours they worked. (Çalıştıkları ekstra saatler için mesai ücreti almaları çalışanları mutlu etti.)
20. The manager approved our request for overtime because of the urgent project. (Acil proje nedeniyle yönetici mesai talebimizi onayladı.)

Bu cümlelerde “overtime” kelimesi iş saatleri dışında yapılan çalışmaları ifade etmek için kullanılmıştır. İşverenler, çalışanların mesai yapması için teşvik ederken aynı zamanda işverenlerin çalışanlarına mesai ücreti ödemesi de gerekmektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.