Dour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Dour İle İlgili Cümleler

Anlamı: İnatçı, somurtkan, sert mizaçlı, aksi

Örnek cümleler:

  1. She is dour and never smiles. (O, somurtkan ve hiç gülmez.)
  2. He has a dour personality and rarely socializes. (Onun sert bir kişiliği var ve nadiren sosyalleşir.)
  3. Her dour expression scared off the children. (Onun somurtkan ifadesi çocukları korkuttu.)
  4. His dour attitude made it hard to work with him. (Onun inatçı tutumu, onunla çalışmayı zorlaştırdı.)
  5. The dour weather ruined our plans for the day. (Sert hava koşulları, gün için planlarımızı mahvetti.)
  6. She gave a dour look when she saw the mess in the room. (Odağa bakınca, somurtkan bir ifadeyle baktı.)
  7. The dour old man refused to help anyone. (Sert mizaçlı yaşlı adam, kimseye yardım etmeyi reddetti.)
  8. His dour tone of voice made it clear that he was not happy. (Onun somurtkan ses tonu, mutlu olmadığını açıkça ortaya koydu.)
  9. The dour look on his face was a warning to stay away. (Yüzündeki somurtkan ifade, uzak durulması gerektiğine dair bir uyarıydı.)
  10. Her dour nature made her difficult to get along with. (Onun inatçı doğası, onunla geçinmeyi zorlaştırdı.)
  11. The dour boss never gave any compliments to his employees. (Sert patronu, çalışanlarına hiçbir övgüde bulunmadı.)
  12. His dour personality made it hard for him to make friends. (Onun sert kişiliği, onun arkadaş edinmesini zorlaştırdı.)
  13. The dour expression on her face made it clear she didn’t want to talk. (Yüzündeki somurtkan ifade, konuşmak istemediğini açıkça ortaya koydu.)
  14. His dour attitude towards work made his colleagues resent him. (Onun işe karşı inatçı tutumu, meslektaşları tarafından ona karşı öfkeye neden oldu.)
  15. The dour weather made the whole city feel gloomy. (Sert hava koşulları, tüm şehri kasvetli hissettirdi.)
  16. She had a dour look on her face after hearing the bad news. (Kötü haberi duyduktan sonra yüzünde somurtkan bir if

    ade vardı.)

  17. His dour behavior towards his wife was causing problems in their marriage. (Eşine karşı inatçı davranışları, evliliklerinde sorunlara neden oluyordu.)
  18. The dour old lady never spoke to anyone in the neighborhood. (Sert mizaçlı yaşlı kadın, mahallede hiç kimseyle konuşmazdı.)
  19. His dour response to the suggestion made everyone uncomfortable. (Öneriye verdiği inatçı yanıt, herkesi rahatsız etti.)
  20. The dour expression on his face never changed, no matter what happened. (Yüzündeki somurtkan ifade, ne olursa olsun hiç değişmedi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.