Outset İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outset İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outset

Outset, “başlangıç”, “başlangıç ​​noktası” veya “başlama zamanı” anlamına gelen bir kelime olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

1. At the outset, I want to thank you all for coming today. (Başlangıçta, hepinize bugün buraya geldiğiniz için teşekkür etmek istiyorum.)
2. The company is planning to invest heavily in research and development from the outset. (Şirket, başlangıçtan itibaren araştırma ve geliştirmeye ağırlık vermeyi planlıyor.)
3. We need to set some ground rules at the outset of this project. (Bu proje için başlangıçta bazı temel kurallar belirlememiz gerekiyor.)
4. The team was determined to succeed from the outset. (Ekip, başlangıçtan itibaren başarılı olmaya kararlıydı.)
5. She knew from the outset that the project would be challenging. (Projenin zorlu olacağını baştan beri biliyordu.)
6. We should address any potential issues at the outset to avoid problems later on. (Daha sonra sorun yaşamamak için başlangıçta herhangi bir olası sorunu ele almalıyız.)
7. The outset of the film was quite slow, but it picked up pace later on. (Filmin başlangıcı oldukça yavaştı, ancak daha sonra hızlandı.)
8. The company’s success was evident from the outset. (Şirketin başarısı baştan itibaren açıktı.)
9. At the outset of the meeting, the chairman laid out the agenda. (Toplantının başlangıcında, başkan gündemi belirledi.)
10. It’s important to have a clear plan from the outset. (Başlangıçtan itibaren net bir plana sahip olmak önemlidir.)
11. We knew from the outset that this would be a difficult task. (Baştan beri bu zor bir görev olacağını biliyorduk.)
12. The project was doomed to fail from the outset. (Proje baştan itibaren başarısızlığa mahkumdu.)
13. We should have addressed the issue at the outset. (Başlangıçta sorunu ele almalıydık.)
14. The outset of the play was captivating, and the audience was hooked. (Oyunun başlangıcı büyüleyiciydi ve seyirci kendine bağladı.)
15. The

15. The CEO emphasized the importance of honesty from the outset. (CEO, dürüstlüğün baştan itibaren önemini vurguladı.)
16. It’s crucial to have a solid foundation at the outset of any project. (Herhangi bir projenin başlangıcında sağlam bir temele sahip olmak çok önemlidir.)
17. From the outset, the team was determined to complete the project ahead of schedule. (Ekip, projeyi önceden tamamlama konusunda baştan beri kararlıydı.)
18. We encountered several obstacles at the outset, but we overcame them with perseverance. (Başlangıçta birkaç engelle karşılaştık, ancak azimle üstesinden geldik.)
19. The project was ambitious from the outset, but we were confident in our abilities. (Proje baştan beri iddialıydı, ancak yeteneklerimize güveniyorduk.)
20. The company’s values were established at the outset and remained unchanged throughout its history. (Şirketin değerleri başlangıçta belirlendi ve tarihi boyunca değişmeden kaldı.)