Outlast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outlast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outlast Nedir?

Outlast, Red Barrels tarafından geliştirilen ve ilk olarak 2013 yılında yayınlanan bir korku video oyunudur. Oyun, Mount Massive Akıl Hastanesi’nde geçen bir hikayeye sahiptir ve oyuncular bir gazeteci olan Miles Upshur’u kontrol ederek akıl hastanesinde yaşanan ürkütücü olayları araştırırlar.

Örnek Cümleler:

  1. I’m too scared to play Outlast by myself at night. (Outlast’u gece yalnız oynamak için çok korkuyorum.)
  2. Outlast is one of the most terrifying video games I’ve ever played. (Outlast, oynadığım en korkunç video oyunlarından biri.)
  3. My friend and I had to take turns playing Outlast because it was too scary to play alone. (Arkadaşım ve ben Outlast’u sırayla oynamak zorunda kaldık, çünkü yalnız oynamak çok korkutucuydu.)
  4. I had nightmares for days after playing Outlast. (Outlast oynadıktan sonra günlerce kabuslar gördüm.)
  5. The sound effects in Outlast really add to the creepy atmosphere. (Outlast’taki ses efektleri gerçekten ürkütücü atmosfere katkıda bulunuyor.)
  6. I can’t believe how realistic the graphics are in Outlast. (Outlast’taki grafiklerin ne kadar gerçekçi olduğuna inanamıyorum.)
  7. Outlast is definitely not a game for the faint of heart. (Outlast, kesinlikle kalbi zayıf olanlar için bir oyun değil.)
  8. The jump scares in Outlast always catch me off guard. (Outlast’taki anlık korku sahneleri her zaman beni hazırlıksız yakalar.)
  9. I love the adrenaline rush I get from playing Outlast. (Outlast oynarken aldığım adrenalin patlamasını seviyorum.)
  10. Outlast has a really engaging storyline that keeps you on the edge of your seat. (Outlast’un sizi koltuğunuzun kenarında tutan gerçekten ilgi çekici bir hikayesi var.)
  11. The lighting in Outlast is perfect for setting a creepy tone. (Outlast’taki aydınlatma, ürkütücü bir ton ayarlamak için mükemmel.)
  12. Playing Outlast with headphones on makes it even scarier. (Outlast kulaklıkla oynanırsa daha da korkunç hale geliyor.)
  13. I had to take breaks while playing Outlast because it was too intense. (Outlast oynarken ara vermek zorunda kaldım, çünkü çok yoğundu.)
  14. Outlast is a game that requires a strong stomach. (Outlast, güçlü bir mide gerektiren bir oyundur.)
  15. The enemy AI in Outlast is really well-designed. (Outlast’taki düşman yapay zekası gerçekten iyi tasarlanmış.)
  16. I don’t think I’ll ever be able to finish Outlast, it’s just too

scary for me. (Outlast’u tamamlayabileceğimi sanmıyorum, benim için çok korkunç.)
17. Outlast is a game that really gets under your skin. (Outlast, gerçekten sinirlerinize dokunan bir oyun.)

  1. The voice acting in Outlast is top-notch. (Outlast’taki seslendirme işi birinci sınıf.)
  2. I had to turn on all the lights in my room after playing Outlast. (Outlast oynadıktan sonra odamdaki tüm ışıkları açmak zorunda kaldım.)
  3. Outlast is the type of game that you either love or hate, there’s no in-between. (Outlast, ya sevdiğiniz ya da nefret ettiğiniz bir türde bir oyundur, arası yoktur.)

(Türkçe karşılıklarını parantez içinde verdim.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.