Outlandish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outlandish İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outlandish Nedir?


Outlandish kelimesi Türkçe dilinde “garip, tuhaf, yabancı” gibi anlamlara gelir. Bu kelime İngilizce dilinde de aynı anlamlara sahiptir.

Örnek cümleler:

  1. I saw an outlandish creature in the forest. (Ormanda garip bir yaratık gördüm.)
  2. The fashion designer’s outlandish outfits always turn heads. (Moda tasarımcısının tuhaf kıyafetleri her zaman dikkat çeker.)
  3. The restaurant served some outlandish dishes that I had never heard of before. (Restoran, daha önce hiç duymadığım tuhaf yemekler servis etti.)
  4. The book’s outlandish plot kept me hooked until the very end. (Kitabın garip konusu, sonuna kadar beni bağladı.)
  5. The eccentric artist’s outlandish artwork was the talk of the town. (Egzantrik sanatçının tuhaf sanat eserleri, şehirde konuşuluyordu.)
  6. The politician’s outlandish statements caused a stir among the public. (Politikacının garip açıklamaları halk arasında bir tartışma yarattı.)
  7. The outlandish architecture of the building made it stand out from the rest of the city. (Binanın garip mimarisi, şehrin geri kalanından ayrılmasını sağladı.)
  8. The outlandish customs of the tribe fascinated the anthropologists. (Kabilenin tuhaf adetleri antropologları büyüledi.)
  9. The outlandish landscape looked like it belonged in another world. (Garip manzara, başka bir dünyaya ait gibi görünüyordu.)
  10. The outlandish behavior of the new employee raised some eyebrows among the staff. (Yeni çalışanın garip davranışları, personel arasında bazı soru işaretleri uyandırdı.)
  11. The outlandish fashion show featured avant-garde designs that were unlike anything seen before. (Garip moda şovu, daha önce görülmemiş avangard tasarımlarla doluydu.)
  12. The outlandish accent made it difficult for the tourists to understand the local guide. (Garip aksan, turistlerin yerli rehberi anlamasını zorlaştırdı.)
  13. The outlandish rules of the game confused the players at first, but they eventually got the hang of it. (Oyunun garip kuralları, oyuncuları önce şaşırttı, ancak sonunda onu anladılar.)
  14. The outlandish makeup made the actor almost unrecognizable. (Garip makyaj, oyuncuyu neredeyse tanınmaz hale getirdi.)
  15. The outlandish plant species was discovered by a botanist on a remote island. (Garip bitki türü, uzak bir adada bir botanikçi tarafından keşfedildi.)
  16. The outlandish festival was a celebration of all things weird and wonderful. (Garip festival, tuhaf ve harika her şeyin kutlamasıydı.)
  17. The outlandish
  1. The outlandish proposal for the new project was met with skepticism by the board of directors. (Yeni proje için yapılan garip teklif, yönetim kurulu tarafından şüpheyle karşılandı.)
  2. The outlandish theory proposed by the scientist challenged the existing scientific beliefs. (Bilim insanı tarafından öne sürülen garip teori, mevcut bilimsel inançları sorguladı.)
  3. The outlandish artwork displayed in the museum caused a stir among the art critics. (Müzede sergilenen garip sanat eseri, sanat eleştirmenleri arasında tartışma yarattı.)
  4. The outlandish design of the car made it stand out on the road. (Arabanın garip tasarımı, yolda öne çıkmıştı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Ormanda garip bir yaratık gördüm.
  2. Moda tasarımcısının tuhaf kıyafetleri her zaman dikkat çeker.
  3. Restoran, daha önce hiç duymadığım tuhaf yemekler servis etti.
  4. Kitabın garip konusu, sonuna kadar beni bağladı.
  5. Egzantrik sanatçının tuhaf sanat eserleri, şehirde konuşuluyordu.
  6. Politikacının garip açıklamaları halk arasında bir tartışma yarattı.
  7. Binanın garip mimarisi, şehrin geri kalanından ayrılmasını sağladı.
  8. Kabilenin tuhaf adetleri antropologları büyüledi.
  9. Garip manzara, başka bir dünyaya ait gibi görünüyordu.
  10. Yeni çalışanın garip davranışları, personel arasında bazı soru işaretleri uyandırdı.
  11. Garip moda şovu, daha önce görülmemiş avangard tasarımlarla doluydu.
  12. Garip aksan, turistlerin yerli rehberi anlamasını zorlaştırdı.
  13. Oyunun garip kuralları, oyuncuları önce şaşırttı, ancak sonunda onu anladılar.
  14. Garip makyaj, oyuncuyu neredeyse tanınmaz hale getirdi.
  15. Garip bitki türü, uzak bir adada bir botanikçi tarafından keşfedildi.
  16. Garip festival, tuhaf ve harika her şeyin kutlamasıydı.
  17. Yeni proje için yapılan garip teklif, yönetim kurulu tarafından şüpheyle karşılandı.
  18. Bilim insanı tarafından öne sürülen garip teori, mevcut bilimsel inançları sorguladı.
  19. Müzede sergilenen garip sanat eseri, sanat eleştirmenleri arasında tartışma yarattı.
  20. Arabanın garip tasarımı, yolda öne çıkmıştı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.