Diverge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Diverge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Diverge (Ayrılmak, Farklılaşmak)

Diverge, “ayrılmak” veya “farklılaşmak” anlamına gelen bir fiildir. Bu kelime, bir yoldan veya düşünceden farklı bir yöne gitmek anlamında kullanılır. İşte bazı örnek cümleler:

1. The paths of the two friends started to diverge after they graduated from college. (İki arkadaşın yolları, üniversiteden mezun olduktan sonra ayrılmaya başladı.)
2. The opinions of the two politicians diverge on several key issues. (İki politikacının fikirleri birkaç önemli konuda farklılaşıyor.)
3. The company’s sales figures diverged significantly from the previous quarter. (Şirketin satış rakamları önceki çeyreğe göre önemli ölçüde ayrıldı.)
4. The river diverges into several smaller streams before it reaches the sea. (Nehir, denize ulaşmadan önce birkaç küçük akarsuya ayrılır.)
5. The two roads diverge in the middle of the forest. (İki yol, ormanın ortasında ayrılır.)
6. The opinions of the members of the committee diverge greatly. (Komitenin üyelerinin fikirleri büyük ölçüde ayrılıyor.)
7. The paths of the two companies diverged after they merged. (İki şirketin yolları birleştikten sonra ayrıldı.)
8. The artist’s style diverged from traditional techniques. (Sanatçının tarzı geleneksel tekniklerden farklılaştı.)
9. The two cultures diverge in their customs and traditions. (İki kültür, adet ve gelenekleri açısından farklılaşıyor.)
10. The two siblings’ interests began to diverge as they grew older. (İki kardeşin ilgi alanları yaşları ilerledikçe farklılaşmaya başladı.)
11. The two roads diverge after the bridge. (Köprüden sonra iki yol ayrılır.)
12. The company’s stock prices diverged from market expectations. (Şirketin hisse senedi fiyatları, piyasa beklentilerinden ayrıldı.)
13. The two friends’ personalities began to diverge after they moved to different cities. (İki arkadaşın kişilikleri, farklı şehirlere taşındıktan sonra farklılaşmaya başladı.)
14. The two countries’ economic policies diverge significantly. (İki ülkenin ekonomik politikaları önemli ölçüde farklılaşıyor.)
15. The two books diverge in their approach to the same topic. (Aynı konuya yaklaşımları açısından iki kitap farklılaşıyor.)
16. The two theories diverge on the causes of the phenomenon. (Olayın nedenleri konusunda iki teori farklılaşıyor.)
17. The two artists’ styles began to diverge after they collaborated on a project. (İki sanatçının tarzları, bir

proje üzerinde işbirliği yaptıktan sonra farklılaşmaya başladı.)
18. The opinions of the audience members diverged greatly after the debate. (Tartışmadan sonra izleyicilerin fikirleri büyük ölçüde farklılaştı.)

19. The two friends’ paths diverged after they graduated from high school. (İki arkadaşın yolları, liseden mezun olduktan sonra ayrıldı.)
20. The two scientists’ findings diverged on the effectiveness of the treatment. (Tedavinin etkililiği konusunda iki bilim adamının bulguları farklılaştı.)

Translation:

1. İki arkadaşın yolları, üniversiteden mezun olduktan sonra ayrılmaya başladı.
2. İki politikacının fikirleri birkaç önemli konuda farklılaşıyor.
3. Şirketin satış rakamları önceki çeyreğe göre önemli ölçüde ayrıldı.
4. Nehir, denize ulaşmadan önce birkaç küçük akarsuya ayrılır.
5. İki yol, ormanın ortasında ayrılır.
6. Komitenin üyelerinin fikirleri büyük ölçüde ayrılıyor.
7. İki şirketin yolları birleştikten sonra ayrıldı.
8. Sanatçının tarzı geleneksel tekniklerden farklılaştı.
9. İki kültür, adet ve gelenekleri açısından farklılaşıyor.
10. İki kardeşin ilgi alanları yaşları ilerledikçe farklılaşmaya başladı.
11. Köprüden sonra iki yol ayrılır.
12. Şirketin hisse senedi fiyatları, piyasa beklentilerinden ayrıldı.
13. İki arkadaşın kişilikleri, farklı şehirlere taşındıktan sonra farklılaşmaya başladı.
14. İki ülkenin ekonomik politikaları önemli ölçüde farklılaşıyor.
15. Aynı konuya yaklaşımları açısından iki kitap farklılaşıyor.
16. Olayın nedenleri konusunda iki teori farklılaşıyor.
17. İki sanatçının tarzları, bir proje üzerinde işbirliği yaptıktan sonra farklılaşmaya başladı.
18. Tartışmadan sonra izleyicilerin fikirleri büyük ölçüde farklılaştı.
19. İki arkadaşın yolları, liseden mezun olduktan sonra ayrıldı.
20. Tedavinin etkililiği konusunda iki bilim adamının bulguları farklılaştı.