Outflank İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outflank İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Outflank Nedir?

Outflank, bir düşman veya rakibi, bir savunma hattının dışında çembere almak veya sarmak anlamına gelir. Bu kelime, askeri stratejilerde ve siyasi konularda sıklıkla kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The enemy tried to outflank our troops, but we were able to hold our ground. (Düşman askerleri, bizim askerlerimizi çembere almak için harekete geçti, ama biz pozisyonumuzu korumayı başardık.)
  2. The politician tried to outflank his opponents by announcing a surprise policy change. (Politikacı, rakiplerini sürpriz bir politika değişikliği açıklayarak çembere almayı denedi.)
  3. The football team outflanked their opponents by using a wide formation. (Futbol takımı, geniş bir formasyon kullanarak rakiplerini çembere aldı.)
  4. The company outflanked its competitors by introducing a new and innovative product. (Şirket, yeni ve yenilikçi bir ürün tanıtarak rakiplerini çembere aldı.)
  5. The army commander planned to outflank the enemy’s left flank with his cavalry. (Ordu komutanı, süvarisiyle düşmanın sol kanadını çembere almayı planladı.)
  6. The rebels tried to outflank the government troops by attacking from the rear. (İsyancılar, arkadan saldırarak hükümet askerlerini çembere almaya çalıştı.)
  7. The boxer outflanked his opponent by moving quickly to his left. (Boksör, hızla sol tarafa hareket ederek rakibini çembere aldı.)
  8. The company CEO outflanked the board of directors by announcing a major acquisition. (Şirket CEO’su, büyük bir satın alma duyurarak yönetim kurulunu çembere aldı.)
  9. The football player outflanked the defender by faking to the right and then moving to the left. (Futbolcu, sağa yöneldiğini taklit ederek ve sonra sola doğru hareket ederek defansı çembere aldı.)
  10. The general ordered his troops to outflank the enemy’s position. (General, askerlerine düşman pozisyonunu çembere almayı emretti.)
  11. The politician outflanked his opponents by forming a coalition with another party. (Politikacı, başka bir partiyle koalisyon kurarak rakiplerini çembere aldı.)
  12. The chess player outflanked his opponent by sacrificing a pawn to gain control of the center of the board. (Satranç oyuncusu, merkezi kontrol etmek için bir piyonu feda ederek rakibini çembere aldı.)
  13. The basketball team outflanked their opponents by using a full-court press. (Basketbol takımı, tam saha baskısı kullanarak rakiplerini çembere aldı.)
  14. The navy outflanked the enemy’s fleet by launching a surprise attack from the rear. (Donanma, arkadan sürpriz bir saldırı başlatarak düşman filosunu çemb
  1. The CEO outflanked his rivals by acquiring a key competitor. (CEO, önemli bir rakibi satın alarak rakiplerini çembere aldı.)
  2. The team outflanked their opponents by using a trick play. (Takım, hileli bir oyun kullanarak rakiplerini çembere aldı.)
  3. The infantry outflanked the enemy’s position by moving through the woods. (Piyade, ormanların içinden hareket ederek düşmanın pozisyonunu çembere aldı.)
  4. The politician tried to outflank his opponent by attacking his character. (Politikacı, rakibinin karakterine saldırarak onu çembere almayı denedi.)
  5. The company outflanked its competitors by reducing prices and increasing quality. (Şirket, fiyatları düşürerek ve kaliteyi artırarak rakiplerini çembere aldı.)
  6. The tennis player outflanked his opponent by hitting a shot down the line. (Tenisçi, çizgiye doğru bir vuruş yaparak rakibini çembere aldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.