Dive İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Dive İle İlgili Cümleler
Dive, “dalmak” anlamına gelir. Bu kelime, su altı aktiviteleriyle ilgili ifadelerde sıklıkla kullanılır.
Örnek cümleler:
- I love to dive in the clear waters of the Caribbean. (Karayipler’in berrak sularında dalma sevgisiyle yanıyorum.)
- She took a deep breath before diving into the deep end of the pool. (Havuza derin ucundan dalmadan önce derin bir nefes aldı.)
- The instructor warned the students not to dive too deep without proper training. (Eğitim almadan yeterince derine dalmamaları konusunda öğrencileri uyardı.)
- The scuba divers saw a variety of colorful fish during their dive. (Sualtı dalışları sırasında, çeşitli renkli balıklar gördüler.)
- Diving is a popular activity among tourists who visit the Great Barrier Reef. (Büyük Set Resifi’ni ziyaret eden turistler arasında dalma popüler bir aktivitedir.)
- The professional diver held his breath for several minutes as he searched for treasure on the ocean floor. (Profesyonel dalgıç, okyanus tabanında hazineler ararken birkaç dakika boyunca nefesini tuttu.)
- I can’t wait to dive with the dolphins on my next vacation. (Bir sonraki tatilimde yunuslarla dalmak için sabırsızlanıyorum.)
- The shipwreck was a popular spot for diving enthusiasts. (Gemi enkazı, dalma meraklıları için popüler bir noktaydı.)
- The dive shop provided all the necessary equipment for our underwater adventure. (Dalma mağazası, su altı maceramız için gerekli tüm ekipmanları sağladı.)
- The young boy was afraid to dive off the diving board. (Genç çocuk, atlama tahtasından dalmaktan korkuyordu.)
- The diving from a high platform. (Eğitmen, yüksek bir platformdan dalma için uygun tekniği gösterdi.)
- The underwater world is full of beauty and wonder for those who love to dive. (Dalmayı sevenler için, su altı dünyası güzellik ve hayranlık doludur.)
- My friend and I decided to dive into the lake on a hot summer day. (Arkadaşım ve ben sıcak bir yaz gününde gölde dalmaya karar verdik.)
- The dive boat took us to a remote location where we could explore an untouched coral reef. (Dalma teknesi bizi dokunulmamış bir mercan resifini keşfedebileceğimiz uzak bir noktaya götürdü.)
- The diver swam alongside a school of colorful fish. (Dalgıç, renkli balık sürüsüyle yan yana yüzdü.)
- I have always been fascinated by the idea of diving with sharks. (Ben her zaman köpekbalıklarıyla dalma fikrine hayran kaldım.)
- The dive master provided us with a detailed briefing before our dive. (Dalma ustası, dalışımızdan önce bize detaylı bir brifing verdi.)
- The clear blue water was inviting us to dive in and explore its hidden treasures. (Berrak mavi su, bizim dalmamızı ve gizli hazinelerini keşfetmemizi çağırıyordu.)
- The experienced diver discovered a new species of fish during his dive. (Deneyimli dalgıç, dalışı sırasında yeni bir balık türü keşfetti.)
Hemen Yorum Yaz