Out İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Out İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Out İle İlgili Cümleler

Out kelimesi Türkçe’de “dışarıda, dışarı çıkma, tükenme, yok olma” gibi anlamlara gelmektedir.

1. I’m going out for a walk. (Dışarı çıkıyorum.)
2. The fire has gone out. (Ateş söndü.)
3. She was out of breath after running. (Koştuktan sonra nefesi kesilmişti.)
4. He’s been out of work for six months. (Altı aydır işsiz.)
5. They’re out of milk. (Sütleri bitmiş.)
6. The cat is out of the bag. (Sır artık ortaya çıktı.)
7. She stood out from the crowd. (Kalabalıktan ayrıldı.)
8. He’s been out sick for a week. (Bir haftadır hastalık sebebiyle dışarı çıkamıyor.)
9. The restaurant is fully booked out. (Restoran tamamen dolu.)
10. She was out of her mind with worry. (Endişesiyle aklı başından gitti.)
11. He’s out of shape and needs to exercise more. (Formundan düşmüş ve daha fazla egzersiz yapması gerekiyor.)
12. They’re out of time and need to finish the project. (Zamanları kalmamış ve projeyi bitirmeleri gerekiyor.)
13. The boat is out at sea. (Tekne denizde.)
14. She went out of her way to help us. (Bize yardım etmek için elinden geleni yaptı.)
15. The sun has come out. (Güneş açtı.)
16. He’s out for revenge. (İntikam için dışarıda.)
17. The movie is sold out. (Film tamamen tükenmiş.)
18. He’s out of the running for the job. (İş için yarışta değil.)
19. The flowers are out in full bloom. (Çiçekler tamamen açmış durumda.)
20. The battery has run out. (Pil tükenmiş.)

21. She’s out of town for the weekend. (Hafta sonu için şehir dışında.)
22. The company went out of business. (Şirket iflas etti.)
23. He’s out of his depth in this conversation. (Bu konuşmada konunun üstesinden gelemiyor.)
24. They’re out of ideas for the project. (Proje için fikirleri tükenmiş.)
25. The thief was caught out by the security guard. (Hırsız güvenlik görevlisi tarafından yakalandı.)
26. The stars are out tonight. (Yıldızlar bu gece görülebilir durumda.)
27. She was out of luck and didn’t win the prize. (Şansı yaver gitmedi ve ödülü kazanamadı.)
28. The concert was rained out. (Konser yağmur sebebiyle iptal edildi.)
29. He’s out of touch with reality. (Gerçeklikle bağlantısı kesilmiş durumda.)
30. The hotel room has a beautiful view out over the ocean. (Otel odasının denize karşı güzel bir manzarası var.)