Oust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Oust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Oust İle İlgili Cümleler

Anlam: Defetmek, uzaklaştırmak veya görevden almak gibi birisi veya bir şeyi ortadan kaldırmak.

  1. The CEO was ousted from the company for embezzlement. (CEO, şirketten zimmete para geçirdiği için görevden alındı.)
  2. The rebel forces aimed to oust the government. (Rebel güçler hükümeti devirmeyi amaçladı.)
  3. The new administration vowed to oust corruption from the government. (Yeni yönetim hükümetteki yolsuzluğu ortadan kaldırmak için ant içti.)
  4. The team was able to oust their opponents in the playoffs. (Takım, playofflarda rakiplerini elerdi.)
  5. The shareholders attempted to oust the board of directors. (Hisse sahipleri yönetim kurulunu görevden almaya çalıştı.)
  6. The landlord tried to oust the tenants from the building. (Ev sahibi, kiracıları binadan çıkarmaya çalıştı.)
  7. The military coup oust the democratically elected government. (Askeri darbe demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirdi.)
  8. The coach was ousted from the team after a string of losses. (Koç bir dizi yenilginin ardından takımdan görevden alındı.)
  9. The workers union called for a strike to oust the unfair management. (İşçi sendikası, adil olmayan yönetimi görevden almak için grev çağrısı yaptı.)
  10. The dictator was finally ousted from power after years of oppression. (Diktatör, baskı yıllarının ardından nihayet iktidardan uzaklaştırıldı.)
  11. The team was able to oust the defending champions in the final. (Takım finalde savunma şampiyonlarını elemeyi başardı.)
  12. The activist group aimed to oust the corrupt politicians from office. (Aktivist grup, yolsuz siyasetçileri makamlarından uzaklaştırmayı amaçladı.)
  13. The company’s shareholders successfully ousted the CEO. (Şirketin hissedarları CEO’yu başarıyla görevden aldı.)
  14. The company’s HR department had to oust an employee for violating company policies. (Şirketin İK departmanı, şirket politikalarını ihlal ettiği için bir çalışanı çıkarmak zorunda kaldı.)
  15. The protest movement called for the government to be ousted from power. (Protesto hareketi, hükümetin iktidardan uzaklaştırılmasını talep etti.)
  16. The coach was ousted from the team after a public dispute with the star player. (Koç, yıldız oyuncuyla yaşadığı açık tartışma sonrası takımdan görevden alındı.)
  17. The opposition party aimed to oust the ruling party in the upcoming election. (Muhalefet partisi, yaklaşan seçimlerde iktidardaki partiyi görevden almay
  1. The students demanded that the university oust the professor for making inappropriate comments. (Öğrenciler, uygun olmayan yorumlar yaptığı için profesörün üniversiteden çıkarılmasını talep etti.)
  2. The company had to oust a supplier for failing to meet their quality standards. (Şirket, kalite standartlarını karşılamadığı için bir tedarikçiyi görevden almak zorunda kaldı.)
  3. The government was forced to oust a minister for accepting bribes. (Hükümet, rüşvet kabul ettiği için bir bakanı görevden almak zorunda kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.