Oust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Oust İle İlgili Cümleler
Anlam: Defetmek, uzaklaştırmak veya görevden almak gibi birisi veya bir şeyi ortadan kaldırmak.
- The CEO was ousted from the company for embezzlement. (CEO, şirketten zimmete para geçirdiği için görevden alındı.)
- The rebel forces aimed to oust the government. (Rebel güçler hükümeti devirmeyi amaçladı.)
- The new administration vowed to oust corruption from the government. (Yeni yönetim hükümetteki yolsuzluğu ortadan kaldırmak için ant içti.)
- The team was able to oust their opponents in the playoffs. (Takım, playofflarda rakiplerini elerdi.)
- The shareholders attempted to oust the board of directors. (Hisse sahipleri yönetim kurulunu görevden almaya çalıştı.)
- The landlord tried to oust the tenants from the building. (Ev sahibi, kiracıları binadan çıkarmaya çalıştı.)
- The military coup oust the democratically elected government. (Askeri darbe demokratik olarak seçilmiş hükümeti devirdi.)
- The coach was ousted from the team after a string of losses. (Koç bir dizi yenilginin ardından takımdan görevden alındı.)
- The workers union called for a strike to oust the unfair management. (İşçi sendikası, adil olmayan yönetimi görevden almak için grev çağrısı yaptı.)
- The dictator was finally ousted from power after years of oppression. (Diktatör, baskı yıllarının ardından nihayet iktidardan uzaklaştırıldı.)
- The team was able to oust the defending champions in the final. (Takım finalde savunma şampiyonlarını elemeyi başardı.)
- The activist group aimed to oust the corrupt politicians from office. (Aktivist grup, yolsuz siyasetçileri makamlarından uzaklaştırmayı amaçladı.)
- The company’s shareholders successfully ousted the CEO. (Şirketin hissedarları CEO’yu başarıyla görevden aldı.)
- The company’s HR department had to oust an employee for violating company policies. (Şirketin İK departmanı, şirket politikalarını ihlal ettiği için bir çalışanı çıkarmak zorunda kaldı.)
- The protest movement called for the government to be ousted from power. (Protesto hareketi, hükümetin iktidardan uzaklaştırılmasını talep etti.)
- The coach was ousted from the team after a public dispute with the star player. (Koç, yıldız oyuncuyla yaşadığı açık tartışma sonrası takımdan görevden alındı.)
- The opposition party aimed to oust the ruling party in the upcoming election. (Muhalefet partisi, yaklaşan seçimlerde iktidardaki partiyi görevden almay
- The students demanded that the university oust the professor for making inappropriate comments. (Öğrenciler, uygun olmayan yorumlar yaptığı için profesörün üniversiteden çıkarılmasını talep etti.)
- The company had to oust a supplier for failing to meet their quality standards. (Şirket, kalite standartlarını karşılamadığı için bir tedarikçiyi görevden almak zorunda kaldı.)
- The government was forced to oust a minister for accepting bribes. (Hükümet, rüşvet kabul ettiği için bir bakanı görevden almak zorunda kaldı.)
Hemen Yorum Yaz