Opinionated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Opinionated İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Opinionated

Opinionated, “kesin görüşlü” veya “fikir sahibi” anlamlarına gelir. Kişinin belirli bir konuda güçlü bir fikri ve tutumu olduğunu ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. I find him very opinionated on politics. (Onun siyaset konusunda çok kesin görüşlü olduğunu düşünüyorum.)
  2. She can be quite opinionated at times. (Bazı zamanlar oldukça fikir sahibi olabilir.)
  3. He is too opinionated for my liking. (Benim hoşuma gitmeyecek kadar kesin fikirlere sahip.)
  4. My boss is very opinionated about the new project. (Patronum yeni proje konusunda çok kesin görüşlü.)
  5. She is an opinionated person who always thinks she is right. (Kendisinin her zaman haklı olduğunu düşünen bir kesin fikirlere sahip kişi.)
  6. He can be quite opinionated when it comes to music. (Müzik konusunda oldukça kesin görüşlü olabilir.)
  7. I don’t like being around opinionated people. (Kesin fikirli insanlarla takılmaktan hoşlanmam.)
  8. She’s so opinionated that she doesn’t listen to anyone else’s ideas. (O kadar kesin görüşlü ki başka kimse’nin fikirlerini dinlemez.)
  9. My dad is quite opinionated about how to raise children. (Babam çocuk yetiştirme konusunda oldukça kesin fikirlere sahip.)
  10. The speaker was very opinionated in his beliefs. (Konuşmacı inançları konusunda çok kesin fikirlere sahipti.)
  11. My friend is very opinionated about fashion. (Arkadaşım moda konusunda çok kesin fikirli.)
  12. Some people find her too opinionated for their taste. (Bazı insanlar onu kendi zevklerine göre çok kesin fikirli buluyorlar.)
  13. He’s always been an opinionated person, even as a child. (Çocukken bile hep kesin fikirli bir kişiydi.)
  14. She can come across as very opinionated in meetings. (Toplantılarda çok kesin fikirli görünebilir.)
  15. My neighbor is very opinionated about how to take care of her garden. (Komşum bahçe bakımı konusunda çok kesin fikirli.)
  16. He’s so opinionated that he won’t even consider other options. (O kadar kesin görüşlü ki diğer seçenekleri bile düşünmeyecek.)
  17. Some people find him refreshing because he is so opinionated. (Bazı insanlar onu ferahlatıcı buluyor çünkü o kadar kesin fikirli.)
  18. She’s been called opinionated many times before. (Daha önce birçok kez kesin fikirli olarak adlandırıldı.)
  19. He can be difficult to work with because he is so opinionated. (O kadar kesin görüşlü ki iş yapmak zor olabilir.)
  20. I try

to avoid getting into arguments with opinionated people. (Kesin fikirli insanlarla tartışmaya girmekten kaçınmaya çalışırım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.