On The Beam İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On The Beam İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

On The Beam:

On the beam, İngilizce bir denizcilik terimidir. Denizcilikte “on the beam” terimi, geminin yanındaki rüzgar yönünde hareket ettiği anlamına gelir. Bu terim, geminin yelkenlerinin tamamen açıldığı ve rüzgarın tam olarak yakalandığı noktayı ifade eder.

Örnek cümleler:

  1. The boat is on the beam and sailing smoothly. (Tekne rüzgarın tam olarak yakalandığı noktada ve sorunsuz bir şekilde seyrediyor.)
  2. The captain said we were on the beam and making good time. (Kaptan, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktada olduğumuzu ve iyi bir zaman yakaladığımızı söyledi.)
  3. The ship was on the beam and moving quickly towards the port. (Gemi, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktadaydı ve limana hızlı bir şekilde ilerliyordu.)
  4. The sailors adjusted the sails to stay on the beam. (Denizciler, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktada kalmak için yelkenleri ayarladılar.)
  5. We need to turn the boat slightly to get on the beam. (On the beam’e çıkmak için tekneyi hafifçe döndürmemiz gerekiyor.)
  6. The yacht was on the beam and sailing towards the sunset. (Yat, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktadaydı ve gün batımına doğru seyrediyordu.)
  7. The ship struggled to get on the beam in the strong wind. (Gemi, güçlü rüzgarda on the beam’e çıkmakta zorlandı.)
  8. The crew worked together to keep the boat on the beam. (Mürettebat, tekneyi on the beam’de tutmak için birlikte çalıştı.)
  9. The captain gave the order to turn the ship on the beam. (Kaptan, gemiyi on the beam’e çevirme emrini verdi.)
  10. The sailboat was on the beam and racing towards the finish line. (Yelkenli, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktadaydı ve bitiş çizgisine doğru yarışıyordu.)
  11. The boat suddenly fell off the beam and lost speed. (Tekne aniden on the beam’den çıktı ve hız kaybetti.)
  12. The yacht was on the beam and gliding across the water. (Yat, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktadaydı ve suyun üstünde süzülüyordu.)
  13. The sailors struggled to get the boat back on the beam. (Denizciler, tekneyi tekrar on the beam’e çıkarmak için mücadele ettiler.)
  14. The ship was on the beam and heading towards the open sea. (Gemi, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktadaydı ve açık denize doğru ilerliyordu.)
  15. The boat was on the beam, but the sailors could feel the wind shifting. (Tekne on the beam’deydi, ancak denizciler rüzgarın değiştiğini hissedebild
  1. The skipper adjusted the course to stay on the beam. (Kaptan, on the beam’de kalmak için rotayı ayarladı.)
  2. The boat struggled to get on the beam in the light wind. (Tekne, hafif rüzgarda on the beam’e çıkmakta zorlandı.)
  3. The yacht was on the beam, and the passengers enjoyed the smooth ride. (Yat, rüzgarın tam olarak yakalandığı noktadaydı ve yolcular pürüzsüz bir yolculuğun keyfini çıkardılar.)
  4. The ship remained on the beam for several hours before changing course. (Gemi, rotayı değiştirmeden önce birkaç saat boyunca on the beam’de kaldı.)
  5. The sailors used their experience to keep the boat on the beam in challenging conditions. (Denizciler, zorlu koşullarda tekneyi on the beam’de tutmak için deneyimlerini kullandılar.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.