Omelette İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Omelette
Omelette, Fransız mutfağından köken alan, yumurtanın çeşitli malzemelerle karıştırılarak yapılan bir yemektir.
- I prefer my omelette with cheese and tomatoes. (Omeletimi peynir ve domatesle tercih ederim.)
- My mom makes the best omelette in the world. (Annem dünyanın en iyi omletini yapar.)
- Can you please make me an omelette with mushrooms? (Bana mantarlı bir omlet yapar mısın lütfen?)
- I usually have an omelette for breakfast. (Genellikle kahvaltıda omlet yerim.)
- The omelette was so fluffy and delicious. (Omlet çok kabarık ve lezzetliydi.)
- My favorite omelette filling is spinach and feta cheese. (En sevdiğim omlet içi ıspanak ve beyaz peynirdir.)
- Would you like an omelette or scrambled eggs? (Omlet mi yoksa çırpılmış yumurta mı istersiniz?)
- I’m going to try making a ham and cheese omelette for lunch. (Öğle yemeği için jambonlu ve peynirli bir omlet yapmayı deneyeceğim.)
- The omelette station at the hotel breakfast buffet was amazing. (Otel kahvaltı büfesindeki omlet istasyonu harikaydı.)
- He ordered an omelette with bacon and chives. (Bacon ve taze soğanlı bir omlet sipariş etti.)
- She made an omelette with leftover vegetables from dinner. (Akşam yemeğinden artan sebzelerle bir omlet yaptı.)
- I always add a pinch of salt and black pepper to my omelettes. (Omletlerime her zaman bir tutam tuz ve karabiber eklerim.)
- What’s your favorite omelette recipe? (En sevdiğin omlet tarifi nedir?)
- He made an omelette for his wife on their anniversary. (Yıl dönümlerinde eşine bir omlet yaptı.)
- I like to top my omelette with avocado slices. (Omletimi avokado dilimleriyle süslemeyi severim.)
- The omelette was cooked to perfection. (Omlet tam kıvamında pişirilmişti.)
- She added some diced ham and green bell peppers to her omelette. (Omletine küp doğranmış jambon ve yeşil biber ekledi.)
- My sister is a vegetarian, so she always makes her omelette with tofu. (Kız kardeşim vejetaryen, bu yüzden omletini her zaman tofu ile yapar.)
- He whisked the eggs and poured them into the hot pan to make the omelette. (Yumurtaları çırpıp sıcak tavaya döktü ve omleti yapmaya
- Would you like some toast with your omelette? (Omletin yanında tost ister misin?)
Türkçe Anlamları:
- Omletimi peynir ve domatesle tercih ederim.
- Annem dünyanın en iyi omletini yapar.
- Bana mantarlı bir omlet yapar mısın lütfen?
- Genellikle kahvaltıda omlet yerim.
- Omlet çok kabarık ve lezzetliydi.
- En sevdiğim omlet içi ıspanak ve beyaz peynirdir.
- Omlet mi yoksa çırpılmış yumurta mı istersiniz?
- Öğle yemeği için jambonlu ve peynirli bir omlet yapmayı deneyeceğim.
- Otel kahvaltı büfesindeki omlet istasyonu harikaydı.
- Bacon ve taze soğanlı bir omlet sipariş etti.
- Akşam yemeğinden artan sebzelerle bir omlet yaptı.
- Omletlerime her zaman bir tutam tuz ve karabiber eklerim.
- En sevdiğin omlet tarifi nedir?
- Yıl dönümlerinde eşine bir omlet yaptı.
- Omletimi avokado dilimleriyle süslemeyi severim.
- Omlet tam kıvamında pişirilmişti.
- Omletine küp doğranmış jambon ve yeşil biber ekledi.
- Kız kardeşim vejetaryen, bu yüzden omletini her zaman tofu ile yapar.
- Yumurtaları çırpıp sıcak tavaya döktü ve omleti yapmaya başladı.
- Omletin yanında tost ister misin?
Hemen Yorum Yaz