Obscuring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obscuring İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Obscure kelimesinin Türkçe anlamı:

Obscure, bir şeyin anlaşılması veya gözlemlenmesinin zorlaşması anlamına gelir. Genellikle bulanık, karmaşık veya anlaşılmaz bir durumu ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The fog was so thick that it obscured my vision. (Sis görüşümü bulandırdığından.)
2. The politician’s speech was deliberately obscure, leaving the audience confused. (Politikacının konuşması kasıtlı olarak anlaşılır olmayarak, izleyenleri kafası karışık bıraktı.)
3. The writer used an obscure language to convey his message. (Yazar, mesajını iletmek için anlaşılması zor bir dil kullandı.)
4. The dark sunglasses obscured her eyes from view. (Koyu güneş gözlükleri gözlerini görünür kılmadı.)
5. The small print on the contract was deliberately obscure, hoping people wouldn’t read it. (Sözleşmedeki küçük yazı puntoları kasıtlı olarak anlaşılmazdı, insanların okumayacağı umuldu.)
6. The artist’s painting was so abstract that it obscured any recognizable objects. (Sanatçının tablosu o kadar soyuttu ki, tanınabilir hiçbir nesne yoktu.)
7. The storm clouds obscured the sun, casting the beach into darkness. (Fırtına bulutları güneşi engelleyerek plajı karanlığa gömdü.)
8. The critic’s writing style was so obscure that it was difficult to understand. (Eleştirmenin yazım tarzı o kadar anlaşılmazdı ki, anlamak zordu.)
9. The speaker’s accent was so thick that it obscured some of his words. (Konuşmacının aksanı o kadar kalındı ki, bazı sözcükleri anlaşılmaz oldu.)
10. The encryption code was designed to obscure the message from anyone who intercepted it. (Şifreleme kodu, onu yakalayan herkesten mesajı gizlemek için tasarlandı.)
11. The forest was so dense that it obscured the path ahead. (Orman o kadar yoğundu ki, önündeki yolun görünmesini engelledi.)
12. The comedian’s jokes were obscure and not everyone found them funny. (Komedyenin şakaları anlaşılması zor ve herkes için komik değildi.)
13. The building’s design was intentionally obscure to make it stand out from the surrounding architecture. (Bina tasarımı kasıtlı olarak anlaşılması zor yapılmış, çevredeki mimariden ayrıştırılmıştı.)
14. The witness’s testimony was obscured by conflicting details. (Tanığın ifadesi çelişkili detaylar nedeniyle anlaşılması zordu.)
15. The song lyrics were intentionally obscure, leaving the meaning up to interpretation. (Şarkı sözleri kasıtlı olarak anlaşılması zor, anlamı yoruma bırakılmıştı.)
16. The

artist’s use of color was so obscure that it left some viewers feeling confused. (Sanatçının renk kullanımı o kadar anlaşılmazdı ki, bazı izleyicileri karışık hissettirdi.)
17. The street sign was partially obscured by a tree branch, making it difficult to read. (Cadde tabelası bir ağaç dalı tarafından kısmen engellendiği için okumak zordu.)

18. The poem’s meaning was obscure, requiring multiple readings to fully comprehend. (Şiirin anlamı anlaşılması zordu, tamamen anlamak için birden fazla okuma gerektirdi.)
19. The researcher’s data was obscured by a margin of error. (Araştırmacının verileri bir hata payı ile anlaşılması zordu.)
20. The painting was obscured by a layer of dust, hiding its true beauty. (Tablo bir toz tabakası ile örtülmüş, gerçek güzelliği gizlenmişti.)

Türkçe karşılıkları:

1. görüşü bulandırmak
2. anlaşılır olmamak
3. mesajı anlaşılması zor bir dil kullanarak iletmek
4. görüşü kapatmak
5. anlaşılması zor olacak şekilde yazmak
6. tanınabilir nesneleri engellemek
7. güneşi engellemek
8. anlaşılması zor bir yazım tarzı kullanmak
9. sözcükleri anlaşılmaz hale getirmek
10. mesajı gizlemek
11. yolu engellemek
12. anlaşılması zor şakalar yapmak
13. dikkat çekmek için anlaşılması zor bir tasarım kullanmak
14. detaylardaki çelişkiler nedeniyle anlaşılması zor bir ifade vermek
15. anlamı yoruma bırakmak için anlaşılması zor şarkı sözleri yazmak
16. renk kullanımı anlaşılması zor bir sanat eseri yaratmak
17. tabelayı ağaç dalı tarafından kısmen engellemek
18. anlaşılması zor bir şiir yazmak
19. hata payı nedeniyle verileri anlaşılması zor hale getirmek
20. bir toz tabakası ile örtülerek görünürlüğünü engellemek