Obscure İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Obscure
İngilizce açıklama: difficult to understand; not well known
Obscure kelimesi “anlaşılması zor; pek bilinmeyen” anlamlarına gelmektedir.
- The meaning of his speech was obscure. (Onun konuşmasının anlamı anlaşılması zordu.)
- The movie’s plot was so obscure that I couldn’t follow it. (Filmin senaryosu o kadar anlaşılmazdı ki takip edemedim.)
- Her face was obscured by the shadow. (Yüzü gölge tarafından gizlendi.)
- The stars were obscured by the clouds. (Yıldızlar bulutlar tarafından gizlendi.)
- The meaning of the poem was obscure to me. (Şiirin anlamı bana anlaşılmazdı.)
- The origins of the ancient civilization remain obscure. (Eski medeniyetin kökenleri hala bilinmemektedir.)
- The obscure writer gained recognition after his death. (Anonim yazar ölümünden sonra tanınma kazandı.)
- The obscure band was discovered by a record label. (Gizli kalmış müzik grubu bir plak şirketi tarafından keşfedildi.)
- The obscure language is spoken only in a small village. (Anlaşılmayan dil sadece küçük bir köyde konuşulur.)
- The painting’s meaning was obscure to most viewers. (Tablonun anlamı çoğu izleyici için anlaşılmazdı.)
- The obscure musician played in small bars before becoming famous. (Anonim müzisyen ünlü olmadan önce küçük barlarda çalıyordu.)
- The book was written in an obscure language that few people knew. (Kitap az kişinin bildiği anlaşılmaz bir dille yazılmıştı.)
- The obscure reference made in the movie confused many viewers. (Filmde yapılan anlaşılmayan referans pek çok izleyiciyi kafası karıştırdı.)
- The obscure history of the village was uncovered by a local historian. (Köyün anlaşılmayan tarihi yerel bir tarihçi tarafından ortaya çıkarıldı.)
- The obscure symbol on the map was eventually deciphered. (Haritadaki anlaşılmayan sembol sonunda çözüldü.)
- The obscure author’s works were finally translated into English. (Anonim yazarın eserleri sonunda İngilizce’ye çevrildi.)
- The obscure details of the experiment were left out of the report. (Deneyin anlaşılmayan detayları rapordan çıkarıldı.)
- The obscure object in the sky turned out to be a weather balloon. (Gökyüzündeki anlaşılmayan nesne sonunda bir hava balonu olduğu ortaya çıktı.)
- The obscure passage in the book held the key to solving the mystery. (Kitaptaki anlaşılmayan bölüm gizemi çözmek için anahtardı.)
- The obscure plant species was discovered in a remote rainforest. (Anlaşılmayan bitki t
ürk yağmur ormanlarında keşfedildi.)
Hemen Yorum Yaz