Nosegay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nosegay İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Nosegay Nedir?

Nosegay, çiçeklerin küçük bir demetini veya buketini ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Genellikle birçok çeşit çiçeğin bir arada kullanıldığı ve hoş bir koku yayan bir aranjman şeklinde düzenlenir.

Örnek Cümleler:

1. I bought a beautiful nosegay of roses for my mom’s birthday. (Annemin doğum günü için güzel bir gül demeti aldım.)
2. The bride carried a nosegay of lilies as she walked down the aisle. (Gelin, koridor boyunca yürürken zambaklardan oluşan bir nosegay taşıdı.)
3. He surprised me with a lovely nosegay of wildflowers. (Beni yabani çiçeklerden oluşan sevimli bir nosegay ile şaşırttı.)
4. The florist made a stunning nosegay of tulips and daffodils. (Çiçekçi lalelerden ve nergislerden harika bir nosegay yaptı.)
5. She held a small nosegay of daisies in her hand as she walked through the park. (Parkta yürürken elinde küçük bir papatya nosegayı tuttu.)
6. The centerpiece of the table was a colorful nosegay of carnations and daisies. (Masa merkezi karanfil ve papatyaların renkli bir nosegayıydı.)
7. I received a nosegay of pink and white roses from my secret admirer. (Gizli hayranımdan pembe ve beyaz güllerden oluşan bir nosegay aldım.)
8. The nosegay on the mantelpiece filled the room with a sweet fragrance. (Şömine üstündeki nosegay odayı tatlı bir kokuyla doldurdu.)
9. She wore a nosegay of forget-me-nots pinned to her dress. (Elbisesine takılı unutma beni çiçeklerinden oluşan bir nosegay taktı.)
10. He gave her a nosegay of red and white roses as a symbol of his love. (Aşkının bir sembolü olarak ona kırmızı ve beyaz güllerden oluşan bir nosegay verdi.)
11. The nosegay of sunflowers brightened up the room with its vibrant colors. (Ayçiçeklerinden oluşan nosegay canlı renkleriyle odanın havasını değiştirdi.)
12. She received a nosegay of wildflowers from her friends as a farewell gift. (Veda hediyesi olarak arkadaşlarından yabani çiçeklerden oluşan bir nosegay aldı.)
13. The nosegay of daisies and baby’s breath looked charming on the kitchen table. (Papatyalar ve bebeğimizin nefesi çiçekleri nosegayı mutfak masasında şirin gözüktü.)
14. The little girl picked a nosegay of dandelions and presented it to her mother. (Küçük kız papatyaların bir nosegayını topladı ve

annesine sundu.)
15. The wedding planner suggested a nosegay of peonies and roses for the bridesmaids. (Düğün planlayıcısı, gelin arkadaşları için bir nosegayda ıtır ve güller önerdi.)

16. The nosegay of lavender and chamomile provided a relaxing aroma in the bedroom. (Lavanta ve papatyalardan oluşan nosegay yatak odasında rahatlatıcı bir aroma sağladı.)
17. The nosegay of orchids and anthuriums was a unique addition to the floral arrangement. (Orkide ve antoryumlardan oluşan nosegay, çiçek düzenlemesine eşsiz bir katkıydı.)
18. He surprised his girlfriend with a nosegay of her favorite flowers on their anniversary. (Yıl dönümlerinde sevgilisine favori çiçeklerinden oluşan bir nosegayla sürpriz yaptı.)
19. The nosegay of peonies and lilacs added a touch of elegance to the wedding ceremony. (İtir ve lila çiçeklerinden oluşan nosegay, düğün törenine zarafet katmıştı.)
20. The florist suggested a nosegay of ranunculus and snapdragons for the springtime wedding. (Çiçekçi, bahar düğünü için radoncu ve ejderha çiçeklerinden oluşan bir nosegay önerdi.)