Undispersed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undispersed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undispersed Ne Demek?

Undispersed kelimesi, “dağıtılmamış, ayrıştırılmamış” anlamına gelir. Bir madde veya materyal parçacıklarının homojen bir şekilde dağılmadığı durumlarda kullanılır.

Örnek Cümleler:

  1. The undispersed particles caused the mixture to be uneven. (Dağıtılmamış parçacıklar karışımın düzensiz olmasına neden oldu.)
  2. Undispersed oil in water can lead to environmental pollution. (Su içinde dağılmamış petrol çevre kirliliğine neden olabilir.)
  3. The paint was undispersed, making it difficult to apply. (Boya dağıtılmamıştı, uygulaması zordu.)
  4. The undispersed medicine caused some unwanted side effects. (Dağıtılmamış ilaç bazı istenmeyen yan etkilere neden oldu.)
  5. Undispersed ink in the cartridge can cause printing problems. (Kartuş içinde dağıtılmamış mürekkep baskı sorunlarına neden olabilir.)
  6. The undispersed spices in the curry made it too spicy. (Karışım içinde dağıtılmamış baharatlar yemeği çok baharatlı yaptı.)
  7. The undispersed sugar caused the coffee to be too sweet. (Dağıtılmamış şeker kahvenin çok tatlı olmasına neden oldu.)
  8. The undispersed fibers made the fabric rough to the touch. (Dağıtılmamış lifler kumaşı dokunulduğunda sert yaptı.)
  9. The undispersed sediment caused problems in the water filtration system. (Dağıtılmamış tortu su filtreleme sisteminde sorunlara neden oldu.)
  10. Undispersed chemicals can be dangerous if not handled properly. (Dağıtılmamış kimyasallar uygun şekilde ele alınmazsa tehlikeli olabilir.)
  11. The undispersed air bubbles in the cake made it dense. (Kekin içindeki dağıtılmamış hava kabarcıkları yoğun yapmıştı.)
  12. The undispersed pigment made the paint color uneven. (Dağıtılmamış pigment boya renginin düzensiz olmasına neden oldu.)
  13. Undispersed salt in the dough can affect the texture of the bread. (Hamurda dağıtılmamış tuz ekmek dokusunu etkileyebilir.)
  14. The undispersed yeast made the bread not rise properly. (Dağıtılmamış maya ekmeğin düzgün kabarmamasına neden oldu.)
  15. The undispersed resin in the varnish caused bubbles to form. (Vernikteki dağıtılmamış reçine kabarcıkların oluşmasına neden oldu.)
  16. The undispersed clay particles made the soil too dense. (Dağıtılmamış kil parçacıkları toprağı çok yoğun yaptı.)
  17. Undispersed glitter in the nail polish can make it difficult to remove. (Oje içinde dağıtılmamış simler çıkarm

ası zorlaştırabilir.)
18. The undispersed bubbles in the soap made it less effective for cleaning. (Sabundaki dağıtılmamış kabarcıklar temizlik için daha az etkili hale getirdi.)

  1. Undispersed particles in the air can cause respiratory problems. (Hava içinde dağıtılmamış parçacıklar solunum problemlerine neden olabilir.)
  2. The undispersed dyes in the fabric caused uneven coloring. (Kumaştaki dağıtılmamış boyalar düzensiz renklenmeye neden oldu.)

(Türkçe karşılıklar mavi renkte yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.