Normalcy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Normalcy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Normalcy

Normalcy, normal durum veya normal hayatın varlığını ifade eden bir kelime olarak kullanılır.

  1. After a year of pandemic restrictions, people are longing for a return to normalcy. (Pandemi kısıtlamalarının ardından insanlar normal hayata dönme özlemi içindeler.)
  2. It takes time to adjust to a new situation and establish a sense of normalcy. (Yeni bir duruma uyum sağlamak ve normal hayat hissini oluşturmak zaman alır.)
  3. The government’s efforts are aimed at restoring normalcy in the disaster-stricken areas. (Hükümetin çabaları afetzedelerin yaşadığı bölgelerde normal hayatı yeniden tesis etmek için odaklanıyor.)
  4. The sound of children playing outside brought a sense of normalcy back to the neighborhood. (Çocukların dışarıda oynamasının sesi, mahalleye normal hayat hissini geri getirdi.)
  5. She tried to maintain a sense of normalcy despite the chaos around her. (Etraftaki kaosuna rağmen normal hayat hissini korumaya çalıştı.)
  6. The company’s goal is to return to normalcy and resume operations as soon as possible. (Şirketin hedefi normal hayata dönmek ve mümkün olan en kısa sürede faaliyetlerine devam etmektir.)
  7. He found comfort in the routine of his daily life, which provided a sense of normalcy. (Günlük hayatının rutininde huzur buldu, bu ona normal hayat hissini sağladı.)
  8. The community worked together to restore normalcy after the devastating tornado. (Topluluk, yıkıcı fırtınanın ardından normal hayatı yeniden tesis etmek için birlikte çalıştı.)
  9. The therapist helped her patient find a new normalcy after the traumatic event. (Terapist, travmatik olayın ardından hastasına yeni bir normal hayat hissi bulmasına yardımcı oldu.)
  10. The pandemic has disrupted the normalcy of our lives in unexpected ways. (Pandemi, hayatımızın normal akışını beklenmedik yollarla bozdu.)
  11. They were relieved when the power was restored and they could return to a sense of normalcy. (Güç geri geldiğinde ve normal hayat hissi geri döndüğünde rahatladılar.)
  12. The city’s resilience allowed for a return to normalcy after the natural disaster. (Kent, doğal afetin ardından normal hayata dönüş için direnç gösterdi.)
  13. The new student struggled to adjust to the normalcy of campus life. (Yeni öğrenci, kampüs hayatının normal akışına uyum sağlamakta zorlandı.)
  14. The government’s efforts to establish normalcy in the economy were met with mixed results. (Hükümetin ekonomide normal hayatı yeniden tesis etmek için çabaları karışık sonuçlarla karşılandı.)
  15. The routine of daily exercise helped her maintain a sense of normalcy during the pandemic. (Günlük egzersizin rutini, ona pandemi sürecinde normal hayat hissini

sağlamasına yardımcı oldu.)
16. The community rallied together to bring back a sense of normalcy to the local businesses. (Topluluk, yerel işletmelere normal hayat hissini geri getirmek için bir araya geldi.)

  1. She found comfort in the familiarity of her hometown, which provided a sense of normalcy. (Memleketindeki tanıdık atmosfer, ona normal hayat hissini sağladı.)
  2. The pandemic has highlighted the importance of normalcy in our lives and the need to adapt to new challenges. (Pandemi, hayatımızdaki normal hayatın önemini vurguladı ve yeni zorluklara uyum sağlama ihtiyacımızı ortaya koydu.)
  3. The rebuilding process was slow, but the community was determined to restore normalcy after the hurricane. (Yeniden yapılanma süreci yavaş ilerledi, ancak topluluk kasırga sonrası normal hayatı yeniden tesis etmeye kararlıydı.)
  4. The pandemic has disrupted normalcy in many aspects of our lives, but we must remain hopeful for a return to normalcy in the future. (Pandemi, hayatımızın birçok yönünde normal hayatı bozdu, ancak gelecekte normal hayata dönüş için umutlu olmalıyız.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.