Undeterred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undeterred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Undeterred kelimesinin anlamı:

Undeterred, cesaretini veya kararlılığını kaybetmeden devam etmek anlamına gelen bir İngilizce sıfat.

Örnek cümleler:

1. Despite the heavy rain, the football players were undeterred and continued to play. (Ağır yağmuruna rağmen futbolcular kararlılıklarını kaybetmediler ve oynamaya devam ettiler.)
2. She was undeterred by the negative criticism and kept working hard. (Olumsuz eleştirilerden etkilenmeyen, azimle çalışmaya devam eden biriydi.)
3. The lack of support from her family didn’t deter her, she remained undeterred and pursued her dreams. (Ailesinin desteğinin eksikliği onu caydırmadı, kararlılığından vazgeçmeden hayallerinin peşinden gitti.)
4. Undeterred by the high costs, they decided to go on a world tour. (Yüksek maliyetlere rağmen kararlılıklarından vazgeçmeyenler, dünya turuna çıkmaya karar verdiler.)
5. He remained undeterred even when he faced multiple setbacks in his career. (Kariyerinde birden fazla engelle karşılaşmasına rağmen, o kararlılığından vazgeçmedi.)
6. The team was undeterred by the tough competition and managed to win the championship. (Zorlu rekabetten etkilenmeyen takım, şampiyonluğu kazanmayı başardı.)
7. She was undeterred by the long distance between them and kept in touch with her friend. (Aradaki uzaklıktan etkilenmeyen ve arkadaşıyla iletişimini sürdüren biriydi.)
8. Despite the harsh weather conditions, the hikers were undeterred and continued their journey. (Zorlu hava koşullarına rağmen yürüyüşçüler kararlılıklarını kaybetmediler ve yolculuklarına devam ettiler.)
9. The entrepreneur was undeterred by the initial failures and kept trying until he succeeded. (İlk başarısızlıklardan etkilenmeyen girişimci, başarılı olana kadar denemeye devam etti.)
10. Undeterred by the risk, she invested all her savings in the new business venture. (Riskten etkilenmeyen, tüm birikimlerini yeni iş girişimine yatıran biriydi.)
11. The political activist was undeterred by the threats and continued to speak out for human rights. (Tehditlerden etkilenmeyen siyasi aktivist, insan hakları için konuşmaya devam etti.)
12. Despite the lack of resources, the charity organization was undeterred and continued to help those in need. (Kaynak eksikliğine rağmen kararlılığını kaybetmeyen yardım kuruluşu, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye devam etti.)
13. The athlete was undeterred by the injuries and worked hard to get back in shape. (S

akatlıklara rağmen kararlılığını kaybetmeyen sporcu, formuna geri dönmek için çok çalıştı.)
14. Undeterred by the language barrier, she decided to travel alone to a foreign country. (Dil engeline rağmen, yalnızca bir yabancı ülkeye seyahat etmeye karar veren biriydi.)

  1. The artist was undeterred by the negative reviews and continued to create new pieces of art. (Olumsuz eleştirilerden etkilenmeyen sanatçı, yeni eserler yaratmaya devam etti.)
  2. Despite the opposition, the politician was undeterred and fought for his beliefs. (Karşıtlığa rağmen kararlılığını kaybetmeyen siyasetçi, inançları için mücadele etti.)
  3. The student was undeterred by the difficult exam and managed to score well. (Zorlu sınava rağmen kararlılığından vazgeçmeyen öğrenci, başarılı bir not aldı.)
  4. The scientist was undeterred by the failure of his experiments and kept trying until he found the solution. (Deneylerindeki başarısızlıklardan etkilenmeyen bilim adamı, çözümü bulana kadar denemeye devam etti.)
  5. Undeterred by the distance, they maintained their long-distance relationship. (Mesafeden etkilenmeyen, uzun mesafeli ilişkilerini devam ettirdiler.)
  6. Despite the challenges, the team remained undeterred and completed the project on time. (Zorluklara rağmen kararlılıklarını kaybetmeyen ekip, projesini zamanında tamamladı.)

(Hint: To see the blue and bold text, please make sure that you are viewing this on a platform that supports HTML formatting.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.