Namesake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Namesake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Namesake İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Anlam: Namesake, bir kişinin adını taşıyan veya ona atıfta bulunan bir şeydir.

  1. My son’s namesake is his grandfather. (Oğlumun adını taşıyan kişi dedesi.)
  2. The company was named after its founder, who was the namesake of the business. (Şirket, işletmenin isim babası olan kurucusunun adını taşıyordu.)
  3. She decided to name her cat after her favorite book character, her namesake. (En sevdiği kitap karakteri olan isim babası kedisi adını koymaya karar verdi.)
  4. The football team’s new stadium was named after their famous namesake. (Futbol takımının yeni stadyumu ünlü isim babalarının adıyla anıldı.)
  5. He was proud to be named after his great-grandfather, his namesake. (Büyük dedesi olan isim babasından adını almanın gururunu yaşıyordu.)
  6. The namesake of the school was a former president of the country. (Okulun isim babası ülkenin eski bir cumhurbaşkanıydı.)
  7. The band’s name was chosen to honor their musical namesake. (Grubun adı müzikal isim babalarına saygı için seçildi.)
  8. The restaurant was named after the chef’s namesake, who inspired the menu. (Menüyü ilham kaynağı olan şefin isim babası adı verilen restoran.)
  9. The hotel’s namesake was a famous writer who had stayed there many times. (Otelin isim babası birçok kez orada konaklamış ünlü bir yazardı.)
  10. She was thrilled to meet her namesake, a famous actress with the same name. (Aynı adı taşıyan ünlü bir oyuncu olan isim babası ile tanışmaktan çok heyecanlıydı.)
  11. The university’s namesake was a renowned scientist who had made many important discoveries. (Üniversitenin isim babası birçok önemli keşif yapmış ünlü bir bilim adamıydı.)
  12. The park was named after its environmentalist namesake, who had fought to protect the land. (Araziyi korumak için mücadele eden çevreci isim babasının adı verilen park.)
  13. The street was named after a local hero and namesake who had saved many lives. (Birçok hayat kurtaran yerel bir kahraman ve isim babası olan sokak.)
  14. The ship was named after a famous explorer, its namesake, who had circumnavigated the globe. (Dünya turu yapan ünlü kaşif ve isim babası olan gemi.)
  15. The hospital was named after its founder, a philanthropist and namesake who had donated millions. (Milyonlarca dolar bağışlayan hayırsever ve isim babası olan hastane.)
  16. The city’s namesake was a Native American chief who had lived in the area for centuries. (Yüzyıllar boyunca bölged
  1. The museum was named after its art collector namesake, who had amassed a world-renowned collection. (Dünya çapında ün kazanmış bir koleksiyon biriktiren sanat koleksiyoncusu ve isim babası olan müze.)
  2. The bridge was named after a famous architect and namesake who had designed many landmarks. (Birçok simge yapı tasarlayan ünlü bir mimar ve isim babası olan köprü.)
  3. The festival was named after its cultural namesake, which celebrated the region’s history and traditions. (Bölgenin tarihini ve geleneklerini kutlayan kültürel isim babasının adı verilen festival.)
  4. The art school’s namesake was a famous painter who had revolutionized the art world. (Sanat dünyasını devrimleştiren ünlü bir ressam ve isim babası olan sanat okulunun adı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.