Mystery İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mystery İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mystery (Gizem)

Mystery, bir olayın veya durumun anlaşılması veya açıklanması zor veya imkansız olduğunda kullanılan bir kelime.

Örnek Cümleler:

1. The disappearance of the plane remains a mystery. (Uçağın kaybolması hala bir gizemdir.)
2. The mystery surrounding the old house intrigued the townspeople. (Eski evi çevreleyen gizem, kasaba halkını meraklandırdı.)
3. The detective was determined to solve the mystery of the missing jewels. ( Dedektif, kayıp mücevherlerin gizemini çözmek için kararlıydı.)
4. The mystery novel kept me on the edge of my seat until the very end. (Gizem romanı sonuna kadar beni heyecanlandırdı.)
5. The mystery of the Loch Ness Monster has never been solved. (Loch Ness Canavarı’nın gizemi hiçbir zaman çözülemedi.)
6. The mystery of how the ancient pyramids were built continues to fascinate historians. (Antik piramitlerin nasıl inşa edildiği gizemi, tarihçileri hala büyülemeye devam ediyor.)
7. The mystery of the Bermuda Triangle has led to numerous theories but no concrete answers. (Bermuda Şeytan Üçgeni’nin gizemi birçok teoriye yol açtı ancak somut cevaplar yok.)
8. The mystery of the abandoned town left many questions unanswered. (Terkedilmiş kasabanın gizemi birçok soruyu cevapsız bıraktı.)
9. The mystery of the Mona Lisa’s smile has captivated art lovers for centuries. (Mona Lisa’nın gülüşünün gizemi yüzyıllardır sanatseverleri büyülemiştir.)
10. The mystery illness that affected the town was eventually traced back to contaminated water. (Kasabayı etkileyen gizemli hastalık sonunda kirli suya geri takip edildi.)
11. The mystery of the missing hiker was finally solved when his remains were found in a nearby ravine. (Kayıp dağcının gizemi, kalıntıları yakındaki bir uçurumda bulununca sonunda çözüldü.)
12. The mystery of the locked room stumped even the most seasoned detective. (Kilitli odanın gizemi, en deneyimli dedektifi bile şaşırttı.)
13. The mystery caller refused to identify themselves during the phone call. (Gizemli arayan telefon görüşmesi sırasında kendini tanıtmayı reddetti.)
14. The mystery man in the black coat stood in the shadows, watching the building. (Siyah ceketli gizemli adam gölgede duruyor, binayı izliyor.)
15. The mystery writer was known for her intricate plot twists and unexpected endings. (Gizem yazarı, karmaşık kurgu dönüm noktaları ve beklenmedik sonlarıyla tanınırdı.)
16. The mystery of the ancient city’s demise has puzzled archaeologists for decades. (Antik şehrin yok oluşunun

gizemi arkeologları onlarca yıldır şaşırttı.)
17. The mystery of the missing treasure map led to a wild goose chase across the country. (Kayıp hazine haritasının gizemi, ülke genelinde saçma sapan bir takipçiliğe yol açtı.)

18. The mystery of the haunted house was debunked when it was discovered that the strange noises were caused by rats. (Hayaletli evin gizemi, garip seslerin farelerden kaynaklandığı ortaya çıkınca çözüldü.)
19. The mystery of the stolen artifacts was finally solved when the thief was caught red-handed. (Çalınan eserlerin gizemi, hırsız kırmızı eliyle yakalandığında sonunda çözüldü.)
20. The mystery of the missing person was unravelled when their journal was discovered in a nearby park. (Kayıp kişinin gizemi, günlüğünün yakındaki bir parkta bulunmasıyla çözüldü.)

(Gizem kelimesi Türkçede de İngilizcede olduğu gibi kullanılmaktadır.)